Paylaş
Cumhurbaşkanı’nın “tarihi fırsat” sözleri ile başlayan, Başbakan’ın “Kürt açılımı” diyerek topa girdiği süreçte, şimdi arazi olan yalaka gazeteciler mal bulmuş mağribi gibi var
olmayanı var ettiler ve milleti gaza getirdiler. Günlerce olmayan bir yol haritasını varmış gibi tartıştılar, hatta kimileri tarihi dönemeçten dem vurdu.
Apo “bazı gazeteciler”le avukatları vasıtası ile görüşünce kopyacı Hükümet de “bazı gazeteciler” ile görüşmeye başladı. Apo 15 Ağustos’ta “yol haritası” ilan etmeye kalkınca Hükümet ondan önce “yol haritası” ilan etmeye kalktı.
Meydan boş kalınca da Apo ve bazı entel Kürtler “barışmak” için Kafdağı’nı istemeye başladılar.
Yerel yönetimlere kendi askeri teşkilatını kurma hakkı talep eden Apo’nun bunun finansmanını merkezi hükümetten istemesine güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim.
Bu durum PKK’lı teröristlerin “TeCE”yi vurmak için silahların “TeCe” tarafından temin edilmesini talep etmek demekti.
“TSK da PKK da silah bıraksın” talebi ile de “TSK=PKK” denklemi kuruldu.
Son MGK toplantısı ardından askerin de “açılıma” destek verdiği ilan edildi. Açılım bu sefer yalakalarca “devlet politikası” olarak adlandırıldı.
* * *
Sonunda siyasi manevralara TSK da karıştı. Kırmızı çizgilerini ilan etti. Bu kırmızı çizgiler anında Hükümet’in de kırmızı çizgileri oldu.
“Yol haritası” ise ortaya çıkmama konusunda çok başarılı bir mücadele verdi.
Sonunda ABD dönüşü Başbakan “Ne parlamento ne de kurumlar anayasa değişikliğine hazır” diyerek açılımı açmadan kapattı. “Bende o kadar mangal yürek yok” demeye getirdi.
* * *
Ancak, artık Pandora’nın kutusu açılmıştır. Cin şişeden çıkmıştır. Tüpten çıkan diş macunu bir daha tüpe girmez. F. Dürenmatt’ın sözleri ile “Sorulan soru geri alınamaz”.
* * *
Bir zamanlar “Kürt açılımı” yapacak Hükümet şimdi:
1) Irak’a havadan askeri harekât izni veren tezkereyi uzatmak,
2) DTP’lilerin zorla Mahkeme’ye getirilmesi yolunda TBMM’yi çalıştırmak zorundadır.
* * *
Evvelsi gün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ile Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın, talimatla ifadelerinin alınması için polis zoruyla 29 Aralık’ta mahkemeye getirilmesine karar verdi.
Bu milletvekilleri hakkında zorla getirilme müzakeresi yazılacak.
Emine Ayna haklı olarak şunları söylemiş:
“Bu kararın uygulanabilmesi için öncelikle dokunulmazlıkların kaldırılması gerekiyor. Dokunulmazlık varken mahkemenin sürüp gidiyor olması bir hukuki skandaldır. Dokunulmazlıklar varsa bu bütün milletvekilleri için geçerli olmalı, Başbakan için de geçerli olmalı. Ancak diğer milletvekillerinin içlerinde yolsuzluk davalarının da olduğu davaları dondurulmuşken bizim davamızın devam etmesi demokrasi ayıbıdır.”
TBMM, AKP’lilerin “yolsuzluk davaları”nın görülmesine izin vermiyor, ama siyasi bir davaya izin vermek durumunda!
Başbakan kendisine dokundurtmuyor ama DTP’lilere dokunmak durumunda. Başbakan “barış çubuğu” yakıyor ama askeri harekât kararı almak için TBMM’yi çalıştırmak mecburiyetinde!
Açılmadan kapanan Kürt açılımı Başbakan’ın başını daha çok ağrıtacak!!
Paylaş