Kıbrıs ve AB!

GAZETELER, yayınlanan AB taslağında Kıbrıs ile ilgili şu noktaya dikkati çektiler: ‘AB’nin Türkiye’ye ilişkin 17 Aralık kararı taslağında Ankara’nın, Güney Kıbrıs’ı dolaylı tanıma şartı da var...

Taslaktaki bu ifadeler, 6 Ekim’de yayınlanan komisyon raporunun görüşleriyle örtüşüyor. Taslakta ayrıca, Türkiye’nin 25 üye ülkeyle müzakere edeceği gerçeğine de vurgulama yapılıyor ve dolaylı olarak Türkiye’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni ‘fiilen tanıyacağı’ belirtiliyor.’

Ayrıca gazetelere göre:

‘....serbest dolaşıma ise ‘kalıcı önlem’ getirilebileceği belirtiliyor...’

* * *

Beklendiği gibi, adı geçen taslak ile pazarlık döneminin tam göbeğine düştük. Bugünden 17 Aralık’a kadar geçecek süre, prensiplerin büyük çapta kenara itileceği, kıran kırana pazarlıklarınyapılacağı bir dönem.

Bu dönemde alınmadan, küsmeden ama menfaatlerini optimium seviyede korumaya çalışan tam bir müdebbir devlet gibi davranmalıyız.

* * *

Güney Kıbrıs’ın tanınmasını ele alalım.

Tamam, Güney Kıbrıs Kopenhag Kriterleri içinde yok. Bize dayatılamaz. Ama, varlık nedeni sınırların kaldırılmasına dayanan bir birlik içinde yer alan iki ortak devletin birbirini tanımaması da hayal edilemez.

* * *

‘Tanıma’ konusunda bizim de elimizde iki önemli pazarlık unsuru var:

1) Taslağa göre üyeliğimiz 2014’te söz konusu olduğuna göre, Güney Kıbrıs’ı tanımamız için daha vakit var. Biz de 17 Aralık öncesi, tam üyelik zamanı gelince Güney Kıbrıs’ı tanıyacağımızı ilan edebilir ve bununla yetinilmesini teklif edebiliriz.

2) Ancak, elimizde çok daha önemli bir koz var.

KKTC’nin başka ülkeler tarafından tanınamayacağı, ambargoya tabi olacağı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) 541 ve 550 sayılı kararları ile tüm ülkelerin elini kolunu bağlamıştır.

Ancak 24 Nisan referandumunda KKTC BM Planı’na (Annan Planı) destek vermiş, Rum Kesimi ise planı reddetmiştir.

Buna göre, Genel Sekreter Kofi Annan’ın BMGK’ya bir rapor vermesi gerekiyor.

Tüm akli ve vicdani veriler bu raporun içeriğinin KKTC’nin lehine olacağını söylüyor. Bu rapor ile KKTC üzerindeki 541 ve 550 sayılı kararları tamamen ortadan kaldırmasa bile, AB ve ABD’nin KKTC’ye karşı tavrını rahatlatacak kararlar alınabilir.

KKTC’nin tanınması için tıkanıklıklar aşılabilir, Annan Planı -belki de Güney’de yeniden oylanacak yeni hali ile- tekrar gündeme gelebilir.

Ancak, BM Genel Sekreteri, hazır olan ‘Referandum Sonrası Kıbrıs Raporu’nun BMGK’de oylanmasını siyaseten 17 Aralık sonrasına bırakabilir.

* * *

İşte biz bu ortamda Güney Kıbrıs’ın tanınması karşılığı, KKTC üzerinde önce ambargoyu hafifletecek, sonra Kıbrıs Cumhuriyeti içinde (Annan Planı ruhu çerçevesinde) eritilerek tanınmasını sağlayacak kararın BMGK’den eş zamanlı çıkması için pazarlık yapabiliriz.

Türkiye sıkı pazarlıklar yapmak durumunda!

Bu dönemde moral bozmak yerine Dışişleri’ne azami destek verelim!

* * *

Serbest dolaşım meselesini ise yarın ele alacağım.
Yazarın Tüm Yazıları