STATÜKO; Türklerin olduğu herortamda irtifa kaybetmeye devam ediyor.
Onlar, 6 Ekim 2004 günü tedavülden kalktılar!
Dikkat edin; statükocu üç beş yazar, topyekûn kaybettiklerini bildikleri için, artık işi alenen faşizim propagandasına çevirdiler, ‘adı bizde gizli emekli paşalar’a zahmet edip fikir soran kalmadı, bizzat darbeciler darbelerden şikáyet eder vaziyete geldiler, zamanında yediği postal darbesi sonucu her derde çare olarak postalı gören profösörü artık kaale alan yok, dünyada yıkacağı devletin himayesinde yaşayan ilk sosyalist liderin; değil fikirlerini, sağ olup olmadığını dahi merak etmiyorlar.
Statükonun içine düştüğü yalnızlığın şahikasına ise; KKTC’de Rauf Denktaş’ın torununun, dedesini yok sayıp, Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu alması ile ulaşıldı.
Hem de ne için? Beleş okumak için!
* * *
Statükonun sığındığı son gerekçelerden birisi de referandumda ‘evet’ çıkmasına rağmen, AB’nin halen KKTC için somut adımlar atmamış olmasıdır.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye alınmasından önce Helsinki’ye gitmeyerek antlaşmaya engel olan, KKTC’de sadece kendi borusu ötsün diye Klerides’e, kendi ifadesi ile, ‘hayatının hediyesini’ veren statüko şimdi utanmadan ve sıkılmadan Rumların ortaya koyduğu engellerden şikáyet ediyor.
* * *
Ancak, bu beylerin gözlerden uzak tutmaya çalıştıkları noktalar var:
1) Refarandumda ‘evet’ çıkmasa idi, öldüm Allah AB’nin 6 Ekim Türkiye raporu ‘olumlu’ olmazdı. Türkiye, katiyen AB’den müzakere tarihi alamazdı.
2) AB’nin KKTC’de somut adım atabilmesi için önce KKTC’yi tanımayan ve dahi amborgo koyan BM’nin Güvenlik Konseyi Kararı’nın değişmesi/yumuşaması lazım. AB tek başına adım atamaz. Bunun için de BM Genel Sekreteri’nin hazırladığı raporun Güvenlik Konseyi’nde onaylanması gerekli. Belli ki bu konuda da 17 Aralık bekleniyor.
3) Sadece 1 Mayıs sonrası Yeşil Hat Tüzüğü’nün hayata geçmesi ile AB vatandaşlarının Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden KKTC’ye serbestçe geçebilmesi sayesinde hem turizm, hem de ona bağlı olarak inşaat sektöründe başlayan kıpırdanma KKTC’ye kişi başına 2.000 dolar ilave gelir sağlamış. 5.000 dolarlık kişi başna milli gelir 7.000 dolara çıkmış. (Kaynak: KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat: Hürriyet: 19.10.2004)
* * *
Ambargo bir yana; yine de KKTC’nin en başarısız olduğu konunun ekonomi olduğunu bizzat Rauf Denktaş da kabul ediyordu.
Gerçekten; son yıllarda KKTC’nin eğitim seviyesi çok yüksek vatandaşlarının gözlerinin feri solmuştu.
Statüko;KKTC’ye bir şeyler vermek istiyor olsa idi, Ada’nın dünyaya entegrasyonu için çalışırdı. Tersine, Ada ve TC’deki gericiler ayaklarına gelen nimeti Helsinki’de teptiler. Sadece kendi yandaşlarının çıkarlarına çalıştılar. KKTC’nin bugün ulaştığı merhale ‘onlara rağmen’ ulaşılmış bir merhaledir.
* * *
KKTC’nin önü 17 Aralık sonrası daha da açılacaktır.