ŞAHSİ kanıma göre fokur fokur kaynayan CHP’de tek anlamlı arayış Kemal Derviş’ten geldi. Çalışma Milliyet’te yayınlandı, ben de dün bu çalışmayı özetledim.
21. yüzyılda sosyal demokrasinin işlevini irdeleyen makalesinde Kemal Derviş özetle diyor ki:
1) Çağdaş sosyal demokrasi hem piyasa mekanizmasını, hem de denetleyen bir devleti ve kamu politikasını piyasanın varlığı kadar önemli saymaktadır.
2) Neoliberal sağ, devletin işlevlerini temelde küçümsemektedir. Piyasanın tek başına etkinlik ve istikrar sağlayabileceğine inanmaktadır.
3) Çağdaş sosyal demokrasi, küreselleşme süreci içinde ulus-devletlerin geliri yeniden dağıtan işlevlerini daha zor yerine getirebildiklerini görmekte ve uluslararası dayanışmaya ve ulus-devlet üstükurumsallaşmaya dayanan kamu politikalarının da oluşmasına destek vermektedir.
4) Bu küresel vergilerden elde edilecek gelirleri de, uluslararası kurumlar tarafından yoksulluk ve hastalıklara karşı mücadelede ve çevreyi koruyan önlemlerin finansmanı için kullanmak istemektedir.
5) Çağdaş sosyal demokrasi bağımsız bir Merkez Bankası, bağımsız düzenleyici kurumlar gibi kamu için gerekli temel araçlara sahip çıkmalıdır.
* * *
Bugün bu çalışma hakkında görüşlerimi ifade etmeye çalışacağım:
1) Makalesinde borç/milli gelir oranı ve yurtiçi reel faizler yüksek olunca, bir ülkenin sosyal sorunlarına yeterli kaynak ayıramayacağını söyleyen Kemal Derviş, sosyal demokrat politikaları açıklarken bu konuya hiç değinmiyor. Galiba, o da altında imzası olan IMF politikaları borcu makul seviyeye indirgeyene dek sosyal politikaların işlemeyeceğini kabul ediyor.
2) Makalenin özü, serbest piyasayı kutsayan liberal-demokrat politikalar ile bütünlük içinde. Hele hele, devletin üretime karışmamasını ve geliri yeniden dağıtmamasını vurgulayan liberal politikaları Derviş de aynı telaşla savunuyor.
3) Ona göre, liberaller devletin işlevlerini küçümser. Ben katılmıyorum. Eğitim ve sağlık dahil, devlet üretimden tamamen çekildiği sürece, bazı mal ve hizmetlerin ödeme güçlüğü çeken vatandaşlar adına devlet tarafından piyasadan satın alınmasında liberal-demokrat politikalar açısından hiçbir mahzur yoktur.
4) ‘Ulus-devlet üstü kurumlar’ tarafından oluşturulacak ‘ulus-devlet üstü kamu politikalarının’ neler olacağını ben tam anlayamadım. Hele hele bunlardan nasıl vergi alınıp ‘yoksullara ve hastalara’ yardım edileceği ise ne kadar gerçekçi, bilemiyorum.
5) Bağımsız düzenleyici kurumlar, çeşitli merhalelerden geçtikten sonra 20. yüzyılın ikinci yarısında hukukun üstünlüğü prensibinde birleşen liberal-demokratların zaten savundukları kurumlardır.
6) Derviş’in bahsetmediği destekler konusunda; piyasa ve fiyata müdahale eden ürün desteği değil, bizzat üretici desteği olduğu sürece desteklemeye de liberal-demokratların itirazı olamayacağını düşünüyorum.
* * *
Şahsen ben, Kemal Derviş’ten küreselleşmenin motor gücünü oluşturan, teknoloji ağırlıklı üretim yapan ve beyin emeği üreten 35 yaş altı gençler için politika üretmesini beklerdim.
* * *
Benim anladığım, Kemal Derviş çok kıymetli bir liberal-demokrat; ama söylemeye dili varmıyor!