ABD’de büyüyen ekonomik krize karşı devlet müdahalesi oluşturmak için Başkan Bush’un Kongre’den istediğ 700 milyar $’lık bütçe Temsilciler Meclisi’nde takıldı.
"Wall Street’i kurtarma planı olarak anılan tasarı, 205 evet oyuna karşılık 228 hayır oyu ile reddedildi. Çoğunluğa sahip olan Cumhuriyetçiler’den oylamada 66 evet, 133 hayır oyu çıktı. 141 Demokrat tasarıya evet derken, 94’ü hayır yanıtı verdi." (Hürriyet- 30.09.08)
Oylama gününü kapitalizmin en kara günü olarak görenler olduğu gibi krize müdahaleyi kapitalizmin sonu, Karl Marx’ın kehanetlerinin doğru çıkması şeklinde yorumlayanlar oldu.
Ben de "Bir Liberal Olarak Özeleştiri" başlıklı yazımda (25.09.08) kapitalist sistemin krizlerden muaf olmadığını ama bir liberal olarak serbest piyasa ekonomisinin kendiliğinden krizden çıkabileceğine dair düşüncemde yanıldığımı yazdım.
Piyasanın kendi kendini tedavi edebileceğini düşünen Friedman ekolünün öngörüsünün doğru çıkmadığını, piyasaya zaman zaman müdahale gerekebileceğini söyleyen Keynes ekolünün geri dönüş yaptığını vurguladım.
* * *
700 milyar dolarlık müdahalenin Temsilciler Meclisi’nde reddedildiği 29 Eylül günü kapitalizmin en kara günü mü olduğunu pek bilemem ama dünyanın en güçlü insanı George W.Bush’un en kara günlerinden birisi olduğu kesin.
Oylama tekrar yapılacak ama ABD’nin en önemli krizlerinden birisi yaşanırken Bush’un yardım isteği Temsilciler Meclisi’nde reddedildi!
* * *
Ancak, başka bir açıdan bakarsak kapitalizmin veya Bush’un en kara gününün aynı zamanda demokrasinin en ak günlerinden birisi olduğunu görüyoruz!
Tüm yürütme erkini elinde tutan ABD Başkanı adeta yalvararak Kongre’den bir yetki istiyor ama bu yetki kendi partisi tarafından verilmiyor.
Tasarıyı Cumhuriyetçiler 133’e karşı 66 oyla (oylamaya katılanların %67’si) reddediyorlar, tersine muhalefetteki Demokratlar 94’e karşı 141 oyla kabul ediyorlar!
İşte demokrasi bu!
Böyle bir ters oylamayı ülkemizde bekleyebilir miyiz? Haşa!
Düşünün, Başbakan benzer bir konuda Meclis’ten adeta yalvararak yardım istiyor ama isteği AKP oyları ile reddediliyor.
AKP’ye haksızlık etmeyelim; CHP, MHP, ANAP, DYP’de böyle bir gelişme tasavvur edilebilir mi?
Ama gerçek demokrasilerde başkanlar, yanlış doğru, reddedilebiliyorlar!
Edibe Sözen’in tebrik kartının lidere yalakalık numunesi olarak tarihe geçtiği bugünlerde 133 Cumhuriyetçi Parti üyesi Başkan Bush’a:
1) Biz senin ağzına bakan kapı kulları değiliz.
2) Zaten bu Meclis’e kendi bilek gücümüzle geldik.
3) Bizim seni aşan kendi prensiplerimiz var, diyebiliyor.
Kimse bana bizim ünlü 1 Mart tezkeresini örnek göstermesin. O tarihteki Başbakan Abdullah Gül AKP grubunda oylamayı "vicdanlara" teslim etmişti!
* * *
Kimimiz liberalizmi, kimimiz sosyal demokrasiyi, kimimiz sosyalizmi, kimimiz İslami düzeni savunabiliriz. Hepimiz bazen haklı, bezen haksız çıkarız. Ancak, demokrasiyi içlersek, yanlıştan dönme şansımız her zaman olduğu için, ülke adına en doğrusu hep bulunur.
* * *
Eminim, ABD demokrasisi de hem kendisi hem de dünya için en doğru çözümü eninde sonunda bulacaktır!