SON iki yazımda terörün 3. dünya (paylaşım) savaşının en önemli biçimi haline geldiğini, akıl almaz bir şekilde gelişen teknoloji karşısında ‘tüfek icat oldu, mertlik bozuldu’ babından emperyal paylaşıcılar arasındaki doğrudan savaşların ortadan kalktığını ve savaşın modalite değiştirdiğini yazdım.
* * *
Ben artık eminim ki savaşın iki boyutu var (Bkz. 06.09.2004 yazım):
1) Zaman zaman bağımsız hareket eden ancak zaman zaman da kullanılan/yönlendirilen/satın alınan kalleş katiller.
2) Zaman zaman bu katilleri birbirlerine karşı kullanan paylaşımcı emperyal devletler.
* * *
Maalesef, kimse inkár edemez ki kalleş katiller arasında çoğunluk Müslüman kökenli ve utanıp sıkılmadan yüce Kuran’ı emellerine alet ediyorlar.
Yine biliyoruz ki, Müslümanların yüzde 99.99’unun bu işle alakası yok. Sadece aramızda teröre ‘Oh olsun, bak işte intikam alıyorlar!’ şeklinde destek veren ve tıpkı paylaşımcı devletler gibi teröristleri kışkırtan bir avuç azmettirici var.
Ancak, ortada acı bir gerçek daha var: İslam dünyada insanların zihinlerinde kalleş katillerle eş tutuluyor.
Bu tutum İslam’a karşı büyük bir haksızlık ama aramızdaki bağnazlar bu imajı var güçleriyle körüklüyorlar. Onlara kızmıyorum dahi, yazdıklarını okudukça ne kadar çapsız, ne kadar düşünce fukarası olduklarını ve şan şöhret uğruna ne kadar zırvalayabildiklerini görüyorum.
Ancak bu ülkenin akıl, izan ve vicdan sahibi Müslümanları da var ve onlar öbürleri kadar şirret olmasalar dahi çoğunluklar.
İslam’ı dünyada bu hak etmediği yerden kurtarmak bu akıl, izan ve vicdan sahibi Müslümanlara düşüyor.
* * *
Türkiye’nin AB serüveni tüm dünyada İslam medeniyet çığırı ile Batı medeniyet çığırının birbirini kucaklama projesi olarak değerlendiriliyor.
Bu proje, Türkiye’ye iki medeniyet arasında coğrafi konumuna uygun bir köprü görevi veriyor.
Bu proje Türkiye’yi 21. yüzyılın merkezine oturtacak.
Türkiye de bu projeye katılmak için hukuki temelde bir sessiz devrim gerçekleştiriyor.
Ancak, hukuki devrim sadece AB’li siyasilerin ilgi alanı içinde; AB’nin kamuoyu bu devrimle fazla ilgilenmez!
Türkiye, dünya kamuoyuna çok güçlü bir şekilde teröre lanet okuduğunu ilan etmek zorundadır!
* * *
Fethullah Gülen, 11 Eylül’de Türk ve yabancı gazetelere verdiği terörü kınama ilanları ile dünya barışına İslam’ın katkısı için büyük çaba göstermişti.
Ertuğrul Özkök yazdı; İki İngiliz’in kurtarılmasına da katkıda bulunmuş. Şimdi benzer eylemlerin zamanıdır.
Benim aklıma gelen şu:
Diyanet İşleri, dünyanın en masum, en güzel yaratıkları çocuklar arasında Osetya’da sönen fidanlar için büyük bir camide mevlit okutsun.
Ne olur, hemen ‘onlar Müslüman değil’ demeyin.
Onlar sadece çocuk.
Lütfen, herkes teröre karşı kuru açıklamalarla değil, kendine uygun eylemlerle tavır koysun.