Paylaş
2009 yılı sonunda bu oran %14’e çıkmış. Tarım dışı işsizlik ise %13.6’dan %17.4’e yükselmiş. Gençler arasında işsizlik ise %25.3 imiş! Ayrıca, yine TUİK’e göre şubat ayı enflasyonu beklenenden 2 misli fazla çıkmış. %0.7 olarak beklenen şubat ayı enflasyonu %1.45 olarak gerçekleşmiş. Böylece, yıllık enflasyon %10’u aşmış.
Yazmak üzere hemen bu haberin üzerine atladım. Ancak içimdeki ses “Aydın Doğan’ı ara, izin al!” dedi. Telefon ettim, Aydın Doğan o an emrindeki 200 küsur köşe yazarı için teker teker ertesi günün konusunu belirlediği için çok meşgulmüş, telefonuma çıkmadı. Ben de “Ne olur ne olmaz!” diyerek yazmaktan vazgeçtim.
Keşke TUİK uzmanları da benim gibi yapsalardı!
* * *
TUİK’in bulgularını yazamayınca aklımı ıslatan (hamdolsun, henüz altımı ıslatmıyorum!) Dursun Çiçek’in ıslak imza serüvenini yazmaya niyetlendim.
En son haliyle ıslak imzanın Dursun Çiçek’e ait olduğu 2. dereceden hem Adli Tıp, hem Emniyet Kriminal, hem de Jandarma Kriminal tarafından onaylandı.
İddialara göre Dursun Çiçek darbe yapmaya yeltenmiş. Belgesi de üç ayrı kurum tarafından orijinal bulunuyor. Ama Çiçek tutuksuz yargılanacak! Zira deliller zaten toplanmış, ev adresi belirliymiş, kaçacağına dair ipucu yokmuş. Öte yandan tutuklu bir sürü emekli-muvazzaf komutan var. Onların ev adresi yok mu, kaçacaklarına dair ne gibi şüphe var? Çiçek’in farkı ne?
Tutuksuz yargılanan darbeci olur mu?
* * *
Adli Tıp’ın raporundan sonra tutukluluk halini kaldıran sivil 9. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçe olarak, diğerleri yanında, şu kanaati de karara bağlamıştı:
“Şüphelinin (Dursun Çiçek-CÜ) üzerine atılı suçların kanuni tanımında yer alan unsurların bulunamaması, üzerine atılı suçları işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunamaması...”
Jandarma Kriminal’in raporundan sonra Askeri Savcılık da Çiçek’in tutuklanmasını istedi. Ancak tutuklama kararını Askeri Mahkeme de reddetti. Bu mahkeme de yukarıda saydığım gerekçeler dışında “delillerin yetersizliği”nden dem vuruyor! Islak imzanın diğer delillerle de desteklenmesi gerekiyor.
Dursun Çiçek’in avukatı haftalardır bazı noktalara parmak basıyor. Örneğin, ıslak imza bulunan 4 sayfalık belgenin Genelkurmay Başkanlığı yazışma kurallarına uygun olmadığını iddia ediyor. Ayrıca ıslak imzanın, değeri 15.000 ile 150.000 dolar arasında değişen bir makine ile atılmasının mümkün olduğunu söylüyor. Belgelerin çıktısının nerede alındığını sorguluyor.
Benim en çok dikkatimi 4 sayfalık belgenin hiçbir yerinde Dursun Çiçek’in parmak izinin bulunmadığı iddiası çekiyor!
Dursun Çiçek’in 4 sayfalık belgeyi ellemeden, parmak izi bırakmadan imzalaması imkânsız. “İz bırakmamak için eldivenle imzaladı” denebilir.
İyi de, belgelere doğrudan ıslak imza atan kişi neden parmak izi bırakmaktan korksun?
Bence “parmak izi” çok değerli bir destekleyici delil olabilir.
Ne olur, ben kafamı ıslatmadan önce birileri “parmak izi” meselesine de parmak atsın!
Paylaş