Paylaş
NEDEN gerçekçi olmayı sevmiyoruz? Türkiye öyle IMF falan yüzünden bu hale gelmedi. Türkiye kendi yarattığı abuk ekonomik sistem yüzünden bu duruma düştü.
Bizim sistemimiz üretmeden tüketmeyi hedef almıştır. Bu da ancak adına devlet denen aygıtın ekonomik alanda da etkin olmasıyla mümkün olur.
Şanlı tarihine şan katmaktan başka bir eylemi olmayan ülkemizde necip milletimiz; kundaktaki bebeden tutun TÜSİAD'cı patrona, kamu bankalarından ucuz kredi kapmaya bayılan esnaf ve köylüden sırtını devlete dayamış 2.3 milyon memura, kamu ihalesi áşığı müteahhitten sınıfı ya kopya çekerek, ya da üniversite affı dilenerek geçen öğrenciye, devleti ve toprağı soyarak yolunu bulur.
Biz devletin para basma yetkisini yanlış anlar ve refah yarattığını düşünür, esasında birbirimizi ve geleceğimizi soyarak zenginleştiğimizi zannederiz.
Bizim ülkemizde ekonomik hayatın % 60'ına hákim devlet aygıtına ne kadar yakın durulursa cukkkanın o kadar çok olacağını, Demirel'in Fırat kıyısında korumaya aldığı sağır çoban bile bilir.
Bizde başarını sırrı, politikacı ve bürokrotla kurulan yakın ilişkiye dayanır.
Ahbap-çavuş ilişkisine dayanan bu sistemin adı, işbirlikçi kapitalizmdir.
* * *
Böyle bir sistemde devletin nimetleri eşit paylaşılamaz. Herkes katkısı kadar pay alır. Siyasetçiye bir kuru oy ile sahip çıkan vatandaşın payına az, siyasetçiyi bir seçim boyu sırtlayan işadamının payına çok düşecektir.
Devletin dağıtım yetkisi ise siyasetçidedir.
Biz siyasetçiyi, devleti babasının çiftliği sayması ve içinden bize pay vermesi için seçeriz.
Doğal olarak siyasetçi de, devleti babasının çiftliği addetme yetkisini aldıktan sonra, kendisine parasal destek veren işadamını, kendisine sadece oy desteği veren vatandaşa oranla daha fazla kollar.
Bu yöntemin adı da yolsuzluk ekonomisi olarak konmuştur.
* * *
Necip Türk milleti, devleti soyarken yakalanan işadamlarına ‘‘çaldıkları için’’ değil, ‘‘kendilerinden çok çaldıkları için’’ kızar.
* * *
Kim ne derse desin; Kemal Derviş buraya, artık küreselleşen dünyaya zarar vermeye başlayan işbirlikçi kapitalizm oyununu bozmak üzere, ABD tarafından gönderilmiştir.
Amacı, şeffaf ve akılcılığa dayalı bir kapitalist sistem kurmaktır.
Küreselleşen dünya, artık asalak ülkeleri taşıyamıyor.
Derviş'in temsil ettiği bu girişim bu ülkenin hayrınadır.
* * *
Ancak, Kemal Derviş bu oyunu işbirlikçi kapitalizmin en ücra çukuruna batmış, çapsızlıkları aşikár, güvenilirlikleri kalmamış aynı siyasi aktörlerle oynamaya çalıştıkça; ben ya (I) bizimle kafa buluyorlar, ya (II) Derviş bu ülkeyi hiç tanımıyor, ya (III) ABD hiç hesap yapmayı bilmiyor veya (IV) işbirlikçiler ABD'den çok daha güçlü, diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Paylaş