TÜRKİYE’nin Irak Özel Temsilcisi Oğuz Çelikkol ve arkadaşları, "Genişletilmiş Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı" için çok büyük gayret sarf ettiler ve en başından beri Irak’a komşu ülkeler toplantılarına önayak olan Türkiye, bu son toplantının İstanbul’da yapılmasını temin ederek diplomatik alanda büyük başarı elde etti.
* * *
Ne var ki bu toplantı "PKK’nın saldırılarının gölgesi" altına düştü ve hemen herkes bu toplantıdan PKK’ya karşı katılımcı ülkelerden destek ve işbirliği mesajlarının çıkmasını beklemeye başladı.
Halbuki, Oğuz Çelikkol’un toplantı öncesi bazı gazetecilerle yaptığı görüşmede, haklı olarak belirttiği gibi, bu toplantı "Irak meselesi"ne çözüm aramak için yapılıyor. Genel anlamda teröre kınayıcı bir vurgu yapılması dışında doğrudan PKK’nın adı kullanılırsa bu vurgu PKK’yı uluslararası bir platformda resmen muhatap alma anlamına gelirdi. Çelikkol’a göre, Dışişleri’nin yapabileceği en büyük yanlış da bu olurdu.
Nitekim bu yanlışa düşülmedi!
Ayrıca Çelikkol, "Irak Toplantısı"nın ABD-İran diyaloğu gölgesinin de altına düşürülmemesi için özel gayret gösterileceğini söyledi. Bu noktada da haklı idi. Hem netice alamama riski vardı, hem de böyle bir gayret İran’ın şov yapma alanını genişletebilirdi.
ABD-İran yakınlaşması meselesinde de dengeli bir siyaset güdüldü.
* * *
Oğuz Çelikkol, gazetecilere bu toplantıda Türkiye’nin en büyük gayretinin Birleşmiş Milletler’in Irak’ta daha fazla sorumluluk almasını temin etmek olduğunu açıkladı.
Yayınlanan bildirgede bu hususa parmak basılması önemli bir aşamadır.
Ancak Çelikkol, BM’nin Bağdat’ta bir "destek ünitesi" kurması için gayret sarf edeceklerini de söylemişti.
Gazetelerin verdiği bilgiye göre, İran ve Suriye bu ünitenin kurulmasına karşı çıkmış.
Toplantı sırasında kurulan "ikili ilişkiler"de Türkiye’nin ne gibi kazanımlar elde ettiğini ise şu an için bilmiyoruz.
* * *
Ne yazık ki, "Genişletilmiş Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı" yine de ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Gül, Erdoğan ve Babacan ile Ankara’da yaptığı müzakerelerin, İstanbul’daki "üçlü toplantıların" gölgesinden kurtulamadı.
Ayrıca, gözüken odur ki bu görüşmelerden de Türkiye’yi tatmin edecek, kamuoyunun fay hattında oluşmuş negatif enerjiyi boşaltacak bir netice alınamadı. Son olarak gözler Başbakan’ın, Bush ile pazartesi günü Washington’da yapacağı toplantıya çevrildi.
* * *
"PKK terörü meselesi"nde son raunt Washington’da oynanacak.
Bu toplantıdan da kamuoyunu tatmin edecek somut bir sonuç çıkmayacağını düşünenler çoğunlukta.
Ancak, yine de "son an"ı beklemek gerek. Benim şimdiden vurgulamak istediğim bir nokta var. Hükümet, "Bush görüşmesi"ne dek sıcak havayı soğutmak için büyük gayret sarf etti.
Ancak, sanırım havayı yeteri kadar soğutamadı.
Soğutamadığı için de "Washington toplantısı"ndan beklenenlerin çıtası ülkede çok yükseldi.
Şimdi Başbakan, Washington’da illa ki netice almak zorunda. Zira, yetki verilirse Kuzey Irak’ta netice alınacağını söyleyen Genelkurmay Başkanı’nın sözleri hálá hafızalarda!
* * *
Veri şartlar altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington’a büyük siyasi riskler alarak gidiyor!