Irak’taki seçim Türkiye’nin de kaderi!

BUGÜN Irak’ta yapılacak seçim sadece Irak’ın değil, Ortadoğu’nun ve dahi Türkiye’nin kaderini de belirleyecek.

Dilerim yanılırım ama ben bu seçimlerden ‘Irak’ın bütünlüğünü garanti altına alacak’ bir sonuç beklemiyorum.

Anayasa oylamasından beri Irak belki hukuken değil ama fiilen bölünme sürecine girmiş vaziyette.

Şii, Kürt ve Sünni unsurlar başta olmak üzere, zaten palyatif olarak kurulmuş Irak’ta, herkes görünürde ne söylerse söylesin, özünde ‘kendi kaderlerini kendileri belirlemek’ üzere hazırlık yapıyorlar.

Bütün hesaplar da ABD’nin ülkeyi terk edeceği günün hemen ertesinde harekete geçmek üzerine kuruluyor.

* * *

Önümüzde geri döndürülemez iki gerçek var:

1) ABD, Irak’a dirlik ve düzen yerleştirme konusunda çok ama çok başarısız oldu.

2) ABD’de ‘Irak Savaşı’nın sona erdirilmesi için gösterilen gayretler her geçen gün ivme kazanıyor.

* * *

Büyük çapta ‘neo-con’ların (yeni muhafazakárların) yönlendirdiği ABD yönetimi, her şeyi bilme iddiasıyla şekillenen kibirleri ile büyük iddialarla ortaya çıktıktan sonra düçar oldukları başarısızlık arasında sıkışıp kalmış vaziyetteler.

Bir yandan dünyaya ‘Irak’ı işgal etmekle ne kadar haklı olduklarını’ anlatmak için var güçleriyle uğraşırken öte yanda bir türlü ‘sonuç’ alamamanın kulbunu aramakla meşguller.

Dünyayı bir kenara bırakın, artık ABD yönetimi; meramını kendi halkına, kendi partisine (Cumhuriyetçiler), Pentagon’un muhalif komutanlarına dahi anlatmakta büyük güçlük çekiyor.

ABD, 2006 yılında Irak’tan asker çekmek zorunda olduğunu biliyor.

Aynı anda, ABD Irak’ta kendi çıkarlarını teslim edeceği güçlerin güvenliğini sağlayacak milli güvenlik birimleri kuramadığını da biliyor.

ABD üç konunun farkında:

1) Irak’tan artık yavaş yavaş ayrılmak zorunda.

2) İlave destek almadan Irak’ı terk ederse ülkeyi sadece ve sadece kaos bekliyor.

3) Kendi açtığı yolda; ABD İran ve Suriye duraklarına da uğramak zorunda.

* * *

Öte yanda, ABD elinin tersiyle ittiği ve artık hiçbir işlevi kalmadığına inandığını ilan ettiği BM’den destek almasının mümkün olmadığını da görüyor.

ABD, belki NATO, hatta belki de bölgesel (Ortadoğu ülkeleri arasında) bir şemsiye altında ilgili ülkelerin bireysel yardımını arıyor.

Bu ülkelerin başında da Türkiye geliyor!

* * *

Yeni büyükelçinin yeni söylemi, önce FBI, sonra CIA başkanlarının ziyareti ABD’nin, işin içinden çıkamayınca, yeni arayışlara girdiğini gösteren sembolik anlamı büyük dışavurumlar.

Emperyal bir ülkenin, daha önce sıkıntılar yaşadığı bir ülkenin ayağına bu çapta geniş çerçevede gitmesi kolay iş değil.

Bence ABD, Irak’ta başarısız olduğunu artık açıkça kabulleniyor.

Şimdi Türkiye’nin elinde çok güçlü bir taş var!
Yazarın Tüm Yazıları