II.Bush II. dönemine başladı. Cülus töreninde yaptığı konuşmada bütün dünya için barış-özgürlük-demokrasi temennileri sundu. Ama maalesef, dünyada çok büyük bir kitle ona inanmadı.
Ben 1 Mart Tezkeresi’ne sahip çıktım, tezkerede yan çizen TBMM ve MGK’yı eleştirdim.
Real-politika açısından Türkiye’nin bu önlenemez saldırıda aktif taraf olmasını teklif ettim. Karşıtlar haklı olarak ölecek insanımıza dikkat çektiler.
Dibimizde cereyen eden ve önleyemediğimiz bir saldırıda pasif politika yürütmenin daha fazla zarar vereceğini düşündüm ve halen de öyle düşünüyorum.
Nitekim, bu savaş nedeni ile ölen Türk insanı sayısı savaşa aktif katılan İngiltere’nin kaybettiği insan sayısından fazla!
Zira, Irak’ta hem insanlarımızı koruyacak askerimiz yok, hem de oradaki ekonomik menfaatlerimiz bizi zaten oraya gitmeye zorluyor.
Türkiye zaten Irak’ta ama eli kolu bağlı vaziyette orada!
Hele hele Kuzey Irak’ta hiç yokuz.
1 Mart Tezkeresi öncesi Türkiye ile ABD arasında yapılan antlaşmayı yayınlayan Fikret Bila eğer tezkere geçse idi, Türkiye bölgede hangi yetkilere sahip olacaktı; hepimize ilan etti.
* * *
Ben yine de 05 ve 06 Mayıs 2004 tarihlerinde yazdığım ‘Irak Savaşı: Özeleştiri Yapmanın Zamandır’ başlıklı iki yazı ile, bildiğim kadarıyla 1 Mart Tezkeresi’ni savunan diğer hiçbir yazarın yapmadığı işi yaptım ve öngörü yanlışlarımı ilan ettim:
ABD’nin Irak’a dirlik ve düzen getirmede bu kadar aciz kalacağını, ABD askerinin insan sermayesi olarak bu kadar çapsız olduğunu, sonuçta ABD’nin İslamcı teröre karşı bu kadar çaresiz kalacağını öngöremediğimi ilan ettim.
Ancak, yine de 1 Mart Tezkeresi çerçevesinde Türkiye’nin yanlış yaptığına dair düşüncemi koruduğumu da belirttim.
* * *
3 Kasım ABD seçimlerinin hemen ardındanyazdığım 04-06-08 Kasım 2004 tarihli yazılarda ise II. Bush yönetiminin II. cülus-i hümayundan sonra daha da saldırgan olacağını öngördüm.
Bu öngörüm her geçen gün giderek güçleniyor.
ABD, pekálá 21. yüzyılda AB, Rusya, Çin ve hatta Hindistan’ın dünya dengelerini altüst edeceğini biliyor.
Bunun için enerji merkezlerini doğrudan denetlemeden, yeni açık düşman terörü kontrol altına almadan, Çin, Rusya gibi ülkeleri hemen diplerinde çevrelemeden rahat edemez.
* * *
Clinton da durumu biliyordu. Ancak, o kerim emperyal devlet politikasını tercih ediyordu. Ancak, başarılı bulunmadı.
Bush ise saldırgan emperyal devlet politikasını tercih etti ve bu politikayı halkına 2. seçimde bir kez daha onaylattı.
ABD, sadece Irak’ta değil; İran, Suriye gibi komşularımızda da kendine uygun yönetimi kurmadan katiyen durulmayacak.
Bu durum, savaşı sadece seyretmeyi seçtiğimiz için beni ziyadesi ile rahatsız ediyor.