Huzur kendi kendini sevmektir

YENİ yılın getirdiği şevk ile biraz kendimle yüzleşmek, biraz da aklıma takılanları sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘Ben hayatta ne arıyorum?’ sorusuna ‘Başarı ihtiyacımı tatmin etmek’ cevabı ile yıllarca oyalandıktan sonra cevabımı değiştirip ‘Huzur arıyorum!’ diyerek hayatımda düzeltme yapmaya çalıştığımı ilan edince, okurlar büyük ilgi gösterdiler. Meğer, benim gibi ‘tuttuğu yolun yol olmadığını!’ anlayan çok sayıda insan varmış.

Meğer, onlar da benim gibi sahip olmadıkları ‘huzuru’ ararlarmış!

* * *

Ancak, dün huzurun tarifini vermeye çalışınca işler değişti. Ne sözlükler, ne de okurlardan gelen mektuplar huzurun tarifi üzerinde bir fikir birliği sağlayabildiler.

Sanki yüzlerce duygu/algılama bir araya gelecek ki, huzur bulabilelim!

Hepimiz onu istiyoruz, ama ne olduğunu bilmiyoruz ve dahi birbirimize anlatamıyoruz.

Ben bugün huzurdan ne anladığımı, daha doğrusu ne anlamaya çalıştığımı ifade etmeye çalışacağım.

Ancak, katiyen doğru veya tek cevabı bulduğum iddiasında değilim.

* * *

Bence huzur kendi kendini sevebilmektir!

Saçmalama, insan egoist bir yaratık, zaten kıyamet de herkesin kendini sevmesinden çıkıyor’ diye tepki vereceksiniz.

Haklısınız, o halde cümlemde düzeltme yapayım:

Bence huzur kendi kendini olduğu gibi sevebilmektir!

İlk tarifin içine ‘olduğu gibi’ kelimesi girince iş biraz değişiyor. Bu sefer de işe değişimciler karışacak!

‘Ne demek ‘olduğu gibi’! O zaman hayatta hiç değişim olmaz!’

Yeniden bir taviz vereceğim ve diyeceğim ki:

Bence huzur, son kerteye kadar değiştirmeye çalıştıktan sonra, kendini olduğu gibi sevebilmektir!

Bu tavizden sonra bazıları ‘Boş ver! bu ne dediğini bilmiyor’ diyecekler.

Ben de onlara ‘Zaten derdim ‘ne aradığını bilmemek’tir’ deyip yoluma devam edeceğim.

Genellikle tek ve mutlak gerçeği hatim ettikleri şablonlarda arayanları kayıp ettikten sonra benim gibi aklı karışık olanlar ile yola devam edeceğim.

* * *

Kendini olduğu gibi kabullenmek zaten kendini aramayı, kendi limitlerini zorlamayı içeriyor.

Kendini olduğu gibi kabullenmek için önce kendini tanımak gerekiyor.

İşte kıyamet de burada kopuyor:

Kendini tanımak!

‘Bilim bilim bilmektir, bilim kendin bilmektir!’

Dünyanın en dinamik ama en zor işi: Kendin bilmek!

Eğer adına hayat denen yolculukta insan bir gün kendi ile; tüm istasyonlara uğradıktan ve her istasyondan bir şeyler aldıktan sonra, son istasyonda yüzleşebilirse, işte o zaman ‘iç barış’ başlar!

Yol çok ama çok uzundur.

İç barışın da tek meyvesi, gitmesek de görmesek de, huzurdur!

Tabii ulaşabilenlere!
Yazarın Tüm Yazıları