Hükümet doğru yapıyor: Özel okullar teşvik edilmelidir!
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
TÜRK eğitim sistemi ile ilgili olarak sürekli savunduğum iki temel görüşüm var. Aşağıda takdim ettiğim görüşleri ilk kez 1996 yılında ifade etmiştim. (Pratik Teoriyi Daima Aşıyor içinde, ‘Türkiye’ye Paralı Eğitim’ - ss: 161-174-. Liberal Düşünce Topluluğu Yayınları- Ankara)
Temel görüşlerim şöyle:
1) Devlet ivedilikle ‘herkese bedava eğitim hizmeti verme’ ilkesini terk edip, sadece ‘ödeme gücü olmayan ailelerin çocuklarına bedava eğitim hizmeti verme’ ilkesine sarılmalı, Anayasa bu yönde değiştirilmelidir.
2) Devlet peyderpey ‘eğitim hizmeti’ vermekten (okul yönetmekten) vazgeçmeli, kendini sadece eğitimin normlarını vaaz etme ve denetleme ile (yukarıda belirtildiği üzere) eğitimin finansmanını karşılayamayan ailelerin eğitim masraflarını yüklenmekle görevli kılmalıdır.
* * *
Bu temel görüşler iki temel ön-kabule dayanıyor:
1) Devletin herkese bedava eğitim verme mecburiyeti hedeflediği ‘eşitlik ilkesi’ açısından büyük bir garabettir.
Devletin her yıl bedava okuttuğu (Türkiye’de özel okulların ilköğretim ve liselerde payı sadece %1.5-2) çocukların aileleri, çocuklarının ayrıca özel eğitimi için, ilave olarak özel kurs ve öğretmenlere trilyonlar ödeyince zaten eşitlik ilkesi bizzat devlet tarafından çiğneniyor.
Devlet kendi okullarını da ‘ücretlendirse’ ve sadece maddi olanağı olmayan (işçi, memur, topraksız köylü vb.) ailelerin eğitim ücretlerini yüklense bu çocuklara, bedava defter, kitap, giyim, özel kurs vb. imkanları sağlayan çok daha yüksek kalitede eğitim hizmeti verebilecek.
Öğretmenlerine çok daha iyi maddi olanaklar sağlayabilecek.
2) Devlet, örgüt yapısı itibarıyla, üretim yapamaz, yapmaya kalkarsa yüzüne gözüne bulaştırır.
Devletin görevi, en yakın benzetmeyle, bir futbol oyununda hakemlik yapmaktır!
Kural koyar, koyduğu kuralların uygulanmasını gözetir, mağdur olan lehine oyuna müdahale eder, kurallara uymayana ceza verir.
Futbol hakeminin görevi maçın neticesini-kalitesini (üretimini) tayin etmek değil, maçın kurallara uygun bir şekilde oynanmasını sağlamaktır.
Gereğinde bu uğurda güvenlik güçlerini kullanarak zorla yaptırımcı da olur.
Devlet sadece piyasa ekonomisi ile yönlendirilen üretim alanlarında değil, sosyal ekonomi adını verebileceğimiz (eğitim, sağlık, sosyal güvenlik) alanlarında da üretim yapma sevdasından vazgeçmelidir.
Sosyal ekonomiler; hizmeti satın alamayanlar adına devletin hizmeti satın alması gereken alanlardır. Devlet üretime değil, dağıtıma müdahale eder!
Memnuniyetle görüyorum ki hükümet şimdi velileri; çocuklarını özel okullara göndermeleri için, teşvik eden tedbirler almaya çalışıyor. Şu iki ilke çok önemli:
Çocuğunu özel okula gönderecek veliye devlet düşük faizle kredi verecek.
Velisi sigortalı, Bağ-Kur’lu ya da emekli olan öğrencinin ödediği para, gelir vergisinden düşülecek.
Bu gayretinde hükümeti destekliyorum!
Dilerim tasarısını yukarıdaki umdeler çerçevesinde daha fazla geliştirir!