Güven bunalımı!

HÜKÜMETİN temel bir sorunu var:Öngörülebilir bir şekilde politika yapmıyor!

Bu cümle ile katiyen takıyye yaptıklarını ima etmiyorum.

Hükümet hangi konuda nasıl tavır alacağı tahmin edilebilir politikalar üretmiyor/üretemiyor.

Bu duruma ister "politikasızlık!" deyin, ister "politikaları var ama o kadar farklı ki karşı taraf anlamıyor", diyerek bir izahata soyunun, hükümetin neyi ne için yaptığını/yapacağını anlayamayan/tahmin edemeyen çevreler, haliyle hükümete güven(e)miyorlar!

Hükümet, tabandan ne kadar teşvik görürse görsün, siyasette etkin olan aktörlerce güvenilir bulunmuyor!


* * *

Daha ilerisini iddia edeyim; son dönemlerde taban da hükümetin neyi neden yaptığını anlamıyor. Sadece ülkede "siyah-beyaz" çatışması o kadar keskin seviyede ki; kendilerini "siyah" addedenler kendilerini "beyazların" her dediğini anlamamak, "siyahların" da her yaptığını onaylamak zorunda hissediyorlar. (Örn: Türban ve İmam Hatipler)

Hatta, kafalar o kadar karışık ki; siyahlar beyazlaştıklarını (iktidar olduklarını), beyazlar da siyahlaştıklarını (iktidarı kaybettiklerini) anlamıyor/kabullenemiyorlar.

* * *

Hükümetin tahmin edilebilir olmaması, politikalarındaki tercihlerin kolay anlaşılır olmaması, dolayısıyla "güven bunalımı" içinde bulunması hükümetin tabanda değil ama hem iç hem de dış dünyada kredisini her geçen gün artan oranlarda kaybetmesine neden oluyor.

* * *

Hükümet, tabii ki kendi tercihlerini yapma hakkına sahip ama bu tercihlerini açık ve seçik olarak ortaya koymak, yaptığı tercihlerde süreli ve ısrarcı olmak zorunda ki yeni tercihler söz konusu olduğunda nasıl bir tercih yapacağının da tahmin edilebilir olması lazım!

Hükümet, bu açıklığı taşıyamadığı için güvenilir bulunmuyor ve kendisiyle hangi konularda, ne kadar işbirliği yapılabileceği tahmin edilemiyor.

Bu durum da hükümeti hem içeride, hem dışarıda her geçen gün artan oranlarda yalnızlaştırıyor!

* * *

Örneğin; Türkiye’ye büyük sempati duyduğu bilinen ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Türkiye’nin Ortadoğu’da takındığını iddia ettiği rolle ilgili olarak, diyor ki: "Ne biz ne de başka herhangi bir yer, İran konusunda aracı istiyoruz... İran’la fazlasıyla iletişim var... Türkiye’nin bu rolü oynamasını öngörmüyoruz..."

Bu sözler Türkiye’nin dış dünyada (ABD+AB) nasıl yalnızlaştığının en ibret verici göstergesidir! Türkiye’den kendi etkinlik bölgesinde bile aktif rol alması istenmiyor!

* * *

Hükümetin hem içeride, hem dışarıda:

1) Merkez Bankası tercihi, 2) İran politikası, 3) Ortadoğu’da kendini nasıl konuşlandırdığı, 4) AB yaklaşımı, 5) IMF ile ilişkileri, 6) Kıbrıs’ta neyi ne kadar yapacağı, 7) Kürt meselesine bakışı, 8) Terörle mücadelede neden bu kadar zayıf kaldığı, 9) Neden emniyetteki bürokratları bu kadar kolay harcadığı, 10) Terörle Mücadele Yasası ile ilgili tavrı, 11) ABD ile "stratejik ortak" olma kavramından ne anladığı, vb. anlaşılmıyor/tahmin edilemiyor!

* * *

Hükümet; şaşkınlığı/güven bunalımı devam ettiği sürece ipleri başkalarının eline kaptırma sürecini güçlendireceğini de kavrayamıyor!
Yazarın Tüm Yazıları