Güle güle Mümine Teyze

28 Temmuz 2001’de yazdığım ‘Affet Beni Mümine Teyze’ başlıklı yazıda Mümine Teyze’ye aynen şöyle sesleniyordum:

‘Telefonda oğlun, ‘Ölümümden sonra beni yazsın!’ diye tembihte bulunduğunu söyleyince çok kötü oldum Mümine Teyze! Bu vasiyet bir neslin unutulmuşluğunun acısını haykırıyordu. Çok üzüldüm, çok utandım! Kendimi bir nankörün yakalandığı suçluluk girdabında buldum...

...Sen, babam, ve gayrısı atayurda hasret doğdunuz, anayurda hasret ölüyorsunuz!...

...Mümine Teyze; sana şükran duygularımı içeren bu mektubu sağlığında yazıyorum. Öbür dünyaya gittiğinde yazsam, ola ki eline geçmez de; bizde bir nebze olsun vefa duygusu olduğunu bilemeden, oralarda hakkımızda hüküm tutarsın!

Oralara şahsen gitmeden; şanımız önden yanlış duyulmasın diye; bu mektubu erken yazıyorum!...’

* * *

İyi ki bu mektubu zamanında yazmışım. Yukarıda alıntı yaptığım yazı yazıldığında Mümine Teyze, bir rivayete göre 86, diğerine göre 91 yaşında idi.

Demek ki, Mümine Teyze geçen hafta öldüğünde 90 ile 95 arası bir yaştadır. Ortalamanın çok ama çok üstünde bir yaşta öldü Mümine Teyze!

Her ölüm acıdır, yürek yakar. O da diğerleri gibi, kendi gömülürken geride kalanları acılara gömdü.

Allah gani gani rahmet eylesin!

* * *

Ancak, bu ölüm beni ölümün soğuk tokadı dışında da etkiledi.

Mümine Teyze ile bir dönem kapandı!

Urumeli
topraklarında doğmuş ailemdeki son insan da onun ölümü ile bu dünyayı terk etti.

Sorulduğunda ‘Rumeliliyiz’ diyen ailemde artık oralarda doğmuş kimse kalmadı.

Mümine Teyze’nin ölümünden sonra şimdi biz hiçbir bağımız kalmayan bir yere mensubuz. Görmediğimiz, gitmediğimiz, belki de hiç gitmeyeceğimiz ve görmeyeceğimiz, gören ve bilenin de kalmadığı bir ‘yerin’ insanlarıyız.

Bundan böyle zihnimize hep birlikte yerleştirdiğiniz bir hayalle yaşayacağız:

Mümine Teyze:

Kavala
İli’nin Drama İlçesi’nin Sarı Şaban Nahiyesi’nin Kuru Dere Köyü o kadar mı güzeldi? Bu köy halen var mı?

* * *

Azınlık olmanın acımtırak tadını ancak kendini azınlık görenler bilir. Başkalarına don biçmeye meraklı densiz zevatın azınlık kavramını azınlık olduğunu hissedenlerden daha iyi bildikleri iddiası ile ortaya çıktıkları bir dönemde Mümine Teyze’nin ölümü daha da anlamlıdır.

Onlar muhacir olmadıklarını, mübadil olduklarını bir ömür boyu anlatmaya çalışarak bir ömrü tükettiler.

Onlar, Rumeli’den Anadolu’ya çulsuz (muhacir) gelmediklerini, Rumeli’de bıraktıkları malları karşılığı geldikleri Samsun’da mal aldıkları (mübadil) iddiasını önlerine gelen herkese anlatarak yaşadılar.

Bizler, onların evlatları ve torunları olarak, neden bu konuda bu kadar hassas olduklarını anlamadan onların heyecanları ile gırgır geçtik.

Atayurda ait olamadan anayurdu terk etmenin ne olduğunu bilemedik!

Şimdi gariptir, 53 yaşında hiç görmediğim anayurdumu özlüyorum!
Yazarın Tüm Yazıları