FBI Pentagon’u soruşturuyor!

Türkiye’yi yakından izler, güzel Türkçe konuşurdu.

- Ne oluyor Ankara’da? diye sordu.

Neyi kastettiğini anında anladım. Ama ne olduğunu ben de tam anlayamadığım için kendisine “Ankara’da ne olduğunu” Amerika’daki benzer kurumları örnek vererek anlatmaya yeltendim.

- De ki, FBI Pentagon’u izlemiş. Galiba, Pentagon’un Kongre Başkanı’na suikast tertip edebileceğinden şüphe edilmiş, Karargâh’ın kozmik bilgilerinin bulunduğu bölüm Office of Attorney General (Başsavcı)’nın kararı ile yetkili savcılarca aranıyor.

Önce anlamadı:

- What? diye sabah sabah bağırdı.

Sonra toparlandı. Yine sordu:

- Kozmik bilgilerin bulunduğu yerde ne gibi bilgiler bulunur?

- Kozmik bölümde savaş hazırlıkları yapılır!

- Oh my God! (Aman Allahım!) Peki, FBI neden bu gizli bilgileri görmek istiyor? Gerekse ulaşamaz mı?

- Herhalde, savaş planları arasında devlet adamlarına suikast girişimleri, darbe tertipleri olduğu şüphesi var. Haliyle böyle bilgiler varsa herkesten gizlenir.

Bir kez daha yutkundu:

- Peki, sonuç ne olur?

* * *

İşte burada ben de tıkandım. Cevabı tahmin dahi etmek istemiyordum. Ancak, dostuma rasyonel cevap vermek zorundaydım.

- Aranan yerin tam adı Seferberlik Tetkik Kurulu. Eğer, orada suikast planları, darbe hazırlıkları ile ilgili belgeler bulunursa, Genelkurmay Başkanı “Valla benim haberim yoktu” deyip “iş”i birkaç komutana ihale ederek kenara çekilemez. Başta kendisi olmak üzere bir sürü komutanın yargılanması gerekir.

- Genelkurmay Başkanı suikastla ilgili bir açıklama yapmadı mı?

- Yaptı ama kimse ciddiye almadı.

- Yani Başkan yalan mı söyledi?

Yutkundum, kaldım:

- Şey... Yalan söyledi demek istemedim... Ama daha önce iki açıklaması sonradan doğru çıkmadı.

Bu sefer o yutkundu.

- Doğru çıkmayan açıklamaları ardından neden istifa etmedi?

- ........ Bu soruya cevap vermek istemiyorum.

O da konuyu değiştirmesi gerektiğini anlamıştı:

- Peki ya Kozmik Daire’de hiçbir kanundışı bilgi çıkmazsa?

- O zaman da Başbakan istifa etmek zorunda kalır. Ülkemizde yürütmenin (Hükümet), yargının işine ne kadar rahatlıkla karıştığını hepimiz biliyoruz. “Bana ne; Emniyet yanılmış, MİT yanılmış, hukukçular yanılmış” deyip işin içinden çıkamaz.

- İyi de iki ucu da sivri bir bıçağın üstünde oturan Başbakan ve Genelkurmay Başkanı görüşmediler mi?

Bu kez işi şakaya vurmaya kalktım:

- Belki de görüşmede Başbakan Başkan’a “Vallahi ne olduğunu ben de sizin gibi uzaktan takip ediyorum. Gelin kendimizi kurtarmak için ortak bir şeyler yapalım, aksi halde ikimizin de koltuğu tehlikede!” demiştir.

- Yani 3. bir parmaktan bahsediyorsun?

Bu sefer ben İngilizcemi konuşturdum:

- Why not? (Neden olmasın?)

Not: Bu yazı MGK Toplantısı sonuçları açıklanmadan yazılmıştır.