Eser Karakaş’ın cevabına cevaptır

BAŞTAN belirteyim, Eser Karakaş yazıma cevap yazdığı makalesinde talep ettiği gibi Boğaz’da balıklı sohbete davetlimdir.

Ben rakı da içeceğim, o da içerse, söz, kimseye söylemeyeceğim.

Eser Karakaş, 15 Mart’ta Star’daki köşesinde Milliyet ve Hürriyet gazetelerinin "Silopi Kuyuları"nı ısrarla görmezden geldiğini yazdı. Ben de kendisine "Silopi Kuyuları"nı iki gazetenin arşivinde aradığımda 16.12.2008 tarihinden beri konu ile ilgili Hürriyet’te 12, Milliyet’te 6 habere rastladığımı bildirerek cevap yazdım.

Köşe yazarları da konuya hiç değinmediler minvalli sözler söyleyince kırıldım ve kendi yazılarımdan örnekler verdim. Kendisine de bir bilim adamı olarak "Darwin rezaleti"ni yazmadığını, iktisatçı olarak yaşanan acı kriz karşısında seyir tutan Başbakan’ı hiç eleştirmediğini, koyu bir AB gönüllüsü olarak "AB’ye kıçınızı dönün, Ortadoğu’da lider olun" diyen zirzopa (George Friedman) çatmadığını hatırlattım. (17.03.09)

Eser Karakaş, açık mektubuma dün cevap verdi. (Star-18.03.09)

Ancak, maalesef Silopi kuyuları ile ilgili Hürriyet ve Milliyet’i eleştiren savına verdiğim cevaba ve ayrıca kendisine sorduğum sorulara hiç girmedi.

En azından verdiğim rakamları az bulduğunu söyleyebilirdi.

* * *

O bu sefer merkez medya tartışması açıyor ve "Çağın ruhu, merkez medya iddiasında olan kuruluşların normal bir ülkede suç teşkil edecek muhtıralara ve çağdaş laiklik anlayışına aykırı girişimlere eşit ölçüde karşı çıkmasını zorunlu kılmaktadır" diyor ve ben şahsen kendisini yerden göğe haklı buluyorum.

Bu kez de Hürriyet’i 27 Nisan muhtırasını adeta övmekle suçluyor.

Haklıdır, Hürriyet ve Milliyet’te bazı arkadaşlar muhtıraya sahip çıkmışlardır, ama ben saydım, 28 Nisan-3 Mayıs 2007 arasında Hürriyet’te 5, Milliyet’te 6 yazar muhtıraya karşı çıkmışlar. Arşiv herkese açıktır.

Eser’in mahallesinde en çok eleştirilen yazarımız, muhtıranın hemen ardından "Bu bildiri, sadece demokrasimiz değil, aynı zamanda iktidarımız, muhalefetimiz, hepimiz için büyük bir ayıptır" (29.04.07) diye yazmış.

Ben muhtıra ardından yayınlanan ilk yazımda, "Post-postmodern muhtıra! Samimi duygum, çok ama çok üzgün olduğumdur. Bu ülke öğrenmemekte çok ama çok ısrarlı. ’Muasır medeniyet’e en çok, ona sarılanlar darbe vuruyor" demişim. (29.04.07)

Eser’in mahallesinde CHP’nin borazanı olarak adlandırılan Hürriyet web’de bir anket yapmış ve sonuçları;

"Hurriyet.com.tr okurları, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, ’Eğer Anayasa Mahkemesi 367’ye gerek yok kararı alırsa bu Türkiye’yi çok tehlikeli bir noktaya götürecektir’ sözlerini doğru bulmadı. % 32.3 doğru derken, yanlış diyenlerin oranı % 64.8. Anketimizde toplam 1.064.317 bin oy kullanıldı" (2.05.07) sözleriyle yayınlamış.

* * *

Bence Eser’in anlamadığı bir nokta şudur: Evet, gazetelerin bir ortalaması vardır, bu ortalama bazen kendi yazarlarına bile ters gelebilir. Ancak, ben ters düştüğüm konuları Hürriyet’te yazabiliyorum, ama kendi gazetesindeki ortalama ile ters düşenler görüşlerini Zaman, Yeni Şafak, Star vb.de yazamıyorlar.

Onun içindir ki Eser Karakaş, sevdalısı olduğu AB’ye kıçınızı dönün diyen adama, o kişi kiracı olduğu mahallede baş tacı edildiği için ters çıkamıyor; ekonomiyi aramızda en iyi bilen kişilerden olduğu halde dünyada krize en fazla duyarsız kalan Başbakan’a kafa tutamıyor; cumhuriyet tarihi rekorları kıran işsizlik oranına isyan edemiyor; varlık nedeni olan bilime saygısızlık eden TÜBİTAK’a haddini bildiremiyor.

Sevgili Eser; bizlerin de bizim mahallede olanlara kızdığımız tabii ki oluyor, ama biz açıkça yazabiliyoruz. Sizler ise sizin mahallede bazı tabulara susmak kaydıyla kiracı oturuyorsunuz.

Ancak, hatırlatırım, kira sözleşmesi bir gün bitecek.

En kısa zamanda merkez medyada görüşmek üzere!
Yazarın Tüm Yazıları