Erken/baskın seçim kaçınılmaz

BAŞBAKAN istediği kadar var gücüyle erken seçim isteyenleri kınasın, erken/baskın seçim her geçen gün, ivedilikle AKP açısından, kaçınılmaz hale geliyor.

Başbakan bu Meclis yapısıyla Cumhurbaşkanı seçimini göğüslemek ve büyük ihtimalle kendini Köşk’e atmak istiyor; ama şartlar her geçen gün onu bu hedeften uzaklaştırıyor.

Hedefi yakalamanın tek yolunun, erken/baskın seçim olduğunu artık Başbakan da görmek zorunda.

Neden?

* * *

Elime geçen her fırsatta söylüyorum.

Ortadoğu’nun ve mutlaka Türkiye’nin önümüzdeki 2 yılda 25-30 yıllık geleceğini Washington-Bağdat-Tahran hattı belirleyecek.

Bağdat’ta hükümet kurulur kurulmaz Washington’un açık hedefi, Tahran haline gelecek.

Her geçen gün daha güçlü inanıyorum ki, Tahran da hedef haline gelmeyi arzuluyor.

Kimse ama kimse şu sözleri göz ardı etmesin:

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad: "Kendimize inanırsak süpergüç olabiliriz" (Hürriyet-29.04.2006).

Ben Bush dönemi bitmeden ABD’nin illa ki Tahran’ı vuracağına iman etmiş bir kişiyim.

* * *

Gelelim Türkiye’ye. Yine bilen bilir ki Türkiye’yle ilgili tezim de şu:

Güneydoğu’yu kim yönetirse Türkiye’yi o yönetecek! Hep beraber izliyoruz ki; hükümet -özellikle Başbakanlık ofisi- yaptığı inanılmaz gaflarla Güneydoğu’da her geçen gün inisiyatifi elinden beter kaçırıyor.

Finali Terörle Mücadele Yasası (TMY) belirleyecek.

Hükümet hem TMY, hem de Tahran konusunda iki arada bir derede. TMY’yi değiştirmeye kalktığında "özgürlükleri reddetmek"le, dolayısıyla ona seçim kazandıran imajını toptan çizdirmekle suçlanacak, inisiyatifi hepten kaybedecek.

Değiştirmez ise; bu sefer 2005 yazından beri üzerine yapışan "PKK ile işbirliği" yapma suçlaması altında ezilecek.

* * *

Ancak, hükümet esasen Tahran meselesinde iki arada bir derede kalacak.

ABD, ama BM ile ama tek başına; ama sivil ama askeri yaptırımları illa ki Tahran’a uygulayacak.

Yukarıda yazdım, Tahran da sanki bunu istiyor.

İşte ikilem burada yatıyor.

Türkiye, hükümetin inisiyatifi dışında, sivil ve/veya askeri yaptırımlara şöyle veya böyle destek verirse, tokmak başkalarının elindeyken hükümet davulu kendi boynuna asacak ve İslami hassasiyeti güçlü tabanı karşısında çok ama çok zor durumda kalacak.

Yok, ipleri eline almaya kalkar ve ABD yaptırımlarına engel olmaya kalkarsa, bu sefer tavan fena halde kızacak!

* * *

Şu an itibarıyla iç ve dış güçlerin çattığı tavan, hükümete ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasını başarıyla uyguluyor.

Böyle bir konjonktürde; ne dış, ne de iç güçlerin AKP’ye tek başına Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğini AKP iyi hesaplamalı.

Bu sarmaldan sıyrılmanın tek yöntemi, erken/baskın seçim!

(Salı devam edeceğim)
Yazarın Tüm Yazıları