DENECEKTİR ki Erkan Mumcu; i) zaten görevden alınacaktı, ii) liderlik için çok hevesli idi, iii) ya yeni bir oluşum kuracak, ya da ANAP’ın başına geçmeye niyetlenecek.
Erkan Mumcu da; i) AKP’de bir türlü tutunamadığını, ii) Başbakan’ın kendisi ile hiç görüşmediğini, ii) Başbakan’ın yakın çevresinin habire aleyhine dedikodu ürettiğini iddia ediyor.
Erkan Mumcu’nun hükümetin bazı politikalarıyla uyuşamadığı, kendi bakanlığı ile ilgili bazı teşebbüslerinin ise sürekli ertelendiği de iddialar arasında.
* * *
Bence bu istifanın ülke açısından en önemli göstergesi, 17 Aralık sonrası kamuoyu desteğini iyice ardına aldığını hisseden hükümetin;
i) dar kadroculuğu yüceltmesi, ii) performansının düşüşü ve iii) giderek popülist politikalara beter sarılmasının dışavurumudur.
* * *
Hemen her iktidarı teslim alan, ‘her şeyin hikmeti bendedir’ ve ‘bana sadece alkış tutanlar lazımdır’ hastalığının bu hükümeti bu kadar erken teslim alacağına inanmak istemiyorum; ama performansla ilgili saptamalarda ısrarlıyım.
Hükümet, ‘benden olsun, isterse çamurdan olsun’ şiarına sarılırsa, ‘Rabbena hep bana’ şiarıyla idare eden çapsız yöneticiler ve siyasiler bu hükümeti tamamen teslim alacaklardır.
Son zamanlarda hükümet nerelerde tekliyor?
1) AKP dışındaki unsurlarca ortaya çıkarılan AK Enerji yolsuzluğunun ardında, hükümetin dar kadroculuk anlayışıyla atadığı ve ısrarla savunduğu bürokratlar ve dahi AKP’li siyasiler yatıyor.
2) TRT, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. TRT muazzam paralar harcıyor; ama reytinglerde nal topluyor. Yolsuzluk iddiaları bu kurumu da sardı. Hatırlayın, TRT yönetimi de ısrarla dar kadroculuk anlayışıyla oluşturulmuştu.
3) Bir diğer devlet televizyonu Star’a atanan ilk yönetim, yolsuzluk iddialarıyla görevden alındı. Ancak, TMSF kaynaklı ve alelacele üretilen iddialar fos çıktı. Dar kadro anlayışıyla atanan yeni yönetimle ilgili garabet iddialar ise hemen gündeme geldi. Star TV, eski yönetim döneminde çalıştığı ve yolsuzluk iddialarına bahis konusu yapılan kişiler ile program yapmaya devam etmekle kalmıyor, şimdi bir de eski eşlere program yaptırıyor!
4) TMSF, Türkiye’nin en önemli ve ciddi kurumlarından birisi olmak durumunda. Ama başkanı çok ve yersiz konuşuyor. Durum kendi bakanı tarafından gazetelere şikáyet ediliyor. Ancak, ne başkan oralı oluyor, ne de hükümet önlem alıyor.
5) Kerkük meselesiyle ilgili hükümet ve AKP çevrelerinde o kadar çok popülist ve agresif laflar sarf edildi ki, sonunda ABD, Türkiye’den gelecek olası saldırılara karşı Kuzey Irak sınırına asker yığmaya başladı.
Tarihte ilk kez ABD, Türkiye’ye karşı tedbir alıyor!
6) Batmakta olan Türk ekonomisinin imdadına ABD desteğiyle yetişen IMF, şimdi ‘gelişmekte olan iller’ türü popülist politikalarla engelleniyor. IMF’ye verilen sözler artık iplenmiyor, sürekli erteleniyor.
7) Hükümet içinde kim ve hangi kurumların AB müzakerecisi olacağı konusunda büyük mücadele yaşanıyor, müzakereci 61 gündür bir türlü seçilemiyor.
8) Öğrenci affı ise hükümetin popülist politikalara ne kadar derin daldığının ibret verici son göstergesi.
* * *
Erkan Mumcu’nun istifası, ‘meselelerin’ ortaya çıkmasına vesile olacaktır!