Erdoğan, Bush ile görüşüyor

SİZLER bu satırları okurken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı George W. Bush ile görüşüyor olacak.

Türkiye başbakanlarının ABD başkanları ile görüşmesi Türkiye açısından hep büyük önem arz etmiştir. Bu kez de öyle olacak!

Hatta, Türkiye-ABD ilişkilerinin son dönemde geçirdiği evrelere bakılırsa, bu görüşmenin her zamankinden daha fazla bir önem arz edeceği açıktır.

* * *

Türkiye Cumhuriyeti, AKP dönemine ABD açısından çok önemli bir ilişki bağı ile girdi: Stratejik ortaklık!

Rahmetli Turgut Özal döneminde Türkiye ve ABD ‘Körfez Savaşı’ çerçevesinde özel bir yakınlaşma yaşamış, Camp David’de stratejik ortaklığın temelleri atılmıştı.

Stratejik ortaklık Türkiye’yi, ABD nezdinde, Ortadoğu politikalarında İsrail ile birlikte en fazla güvenilir ülke haline getirmişti.

Öte yanda Recep Tayyip Erdoğan başbakan olmadan önce Beyaz Saray’a ilk ziyaretini yapmış ve o zaman gazetelere yansıdığı şekilde bizzat Başkan’dan icazet almıştı.

Özal döneminde kurulan ortaklık Erdoğan döneminde yeniden ve daha güçlü tarif edilecek ve İslamcı geçmişten gelen Erdoğan ile diğer Müslüman ülkelere örnek bir demokrasi modeli hayata geçirilecekti. Bu deneye ABD ‘Ilımlı İslam Modeli’ adını koymak istedi.

* * *

Ancak, yağmadı yağmur esmedi rüzgar!

Yaşananlar niyetlenenlerden çok farklı gelişti.

ABD, Irak’ın işgali öncesi hazırlıklarını Türkiye’ye güvenerek ve Türkiye’ye büyük tavizlerin verildiği bir pazarlıkla yaptı.

Ancak, Türkiye’de başbakan değişiyordu, giden ateşten topu gelenin üzerine atmaya kalkınca 1 Mart tezkeresi sahipsiz kaldı ve TBMM’de reddedildi.

Bu durum iki tarafta da şaşkınlık ama ABD nezdinde büyük hayal kırıklığı yarattı.

Stratejik ortak önce ‘gel gel, sonra da nanik’ yapmıştı!

* * *

Bu dönemde hep beraber gördük ki; Türkiye sözüm ona yeni bir dış ilişkiler anlayışı geliştiriyordu: Stratejik derinlik!

Bu stratejiye göre Türkiye, Müslüman ülkeler ağırlıkta olmak üzere, birebir ilişkiler geliştirecek, her bir ülke ile ilişkiler birbirinden bağımsız olarak ele alınacaktı.

Buna göre de Türkiye üçüncü ülke ile ilişkilerinde ele alınan maddelerin stratejik ortak olarak ABD’yi rahatsız edip etmediğini hesaba katmayacaktı!

Türkiye sadece kendi çıkarlarını gözetecekti.

İşte bu akıl bizi bugünlere getirdi. ABD, İncirlik ile ilgili taleplerine 8 ay cevap alamayınca, ortak dışında çareler aradı ve Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’da Türkiye’ye alternatifler geliştirdi.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı gelişmeleri uzun süre gözledikten sonra, Genelkurmay Başkanı’nın 21. yüzyılı tarif eden ve NATO’nun önemini vurgulayan konuşmasının ardından 27 Nisan’da TBMM’de yapılmış en Amerikancı konuşmayı yapıp, nihayet mesajı aldığı intibaını yaratmak istedi.

Bugün stratejik derinlik stratejik ortaklık karşısında sınav verecek.

Kilit soru da İran!
Yazarın Tüm Yazıları