28 Şubat darbesinin 14. yıldönümüne bir gün kala darbenin sillesini en ağır yiyen kişi, Necmettin Erbakan Hakk’a yürüdü.
Allah taksiratını affetsin. Sevenlerine sabır versin.
Erbakan tabii ki, Cumhuriyet tarihinin en önemli simalarından birisidir. Zira, o Türkiye’de İslam’ın siyasallaşmasının başmimarıdır, hatta kurucudur. Bu özelliği ona tarihin derin kuyusuna izi bir daha silinemeyecek bir imza attırmıştır. Milli Görüş, Müslüman Kardeşler’in (İhvan) izinden giden bir örgüt olarak hayata başlamış, ancak günümüz Türkiye’sinde siyasi iktidara giden yolda İhvan’a büyük fark atmıştır. Milli Görüş, sevin sevmeyin, devşirilmiş veya orijinal şekli ile artık Türkiye’nin en etkin siyasi hareketlerinden birisidir. Uzun yıllar da bu durum değişmeyecektir. Benim gözümde Erbakan tarihe; T.C.’nin başbakanlarından birisi olmanın ötesinde Türkiye’de siyasal İslam’ın kurucusu olarak geçecektir.
Ancak, biz bugün onu daha çok 28 Şubat darbesi ile anıyoruz. 28 Şubat Erbakan siyasetinin aynı anda şaha kalktığı ve aynı anda tarihten silindiği dönemi simgeler. Ama, aynı 28 Şubat bugün siyasi İslam’ın Ortadoğu’daki en “ılımlı” temsilcisi haline gelerek tüm Batı’nın dikkatlerini üzerinde toplayan AKP’nin tarihi koşullarını hazırlamıştır. 28 Şubat, antiemperyalist Erbakan’ın küllerinden Ortadoğu’da ABD ve Batı’nın kadim müttefiki, tek can simidi AKP’yi doğurdu. Heyhat! Anti-Amerikancı Erbakan Hoca, ABD’nin İslam dünyasından en fazla güvendiği AKP’nin manevi babasıdır!
Erbakan Hoca gerçek bir lider, üstün zekâya sahip bir insan, siyasi hırsından öleceği ana dek vazgeçmeyen bir karakter idi. Ama, 28 Şubat’taki hasımları İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Güven Erkaya veya Erol Özkasnak’tan katbekat üstün meziyetlere sahip bir kişilik iken bu kişilere mağlup oldu! Direnemedi! Neden 5 gün direndikten sonra kendisini bitireceği aşikâr 28 Şubat bildirisine ve/veya Başbakanlık Çalışma Grubu’nun kuruluş kararnamesine imza attı? Neden “Başbakanlığı alın başınıza çalın” diyemedi? Bendeki cevabı basittir. Rahmetli iktidara tutku seviyesinde sevdalı idi de, ondan! 28 Şubat döneminde iktidarda geçen her gününü kâr saydı, iktidardaki günlerini çıkmadık candan umut kesilmez zehabı içinde geçirdi. İktidar o kadar tatlı gelmiş olmalı ki, ömrünün sonunda bile SP Genel Başkanlığı’nı, denetimi dışına çıkar korkusu ile Numan Kurtuluş’a teslim edemedi!
Eğer, Necmettin Erbakan 28 Şubat’a direnme basiret ve cesaretini gösterebilseydi, tarihe “demokrasi kahramanı” olarak geçecek, AKP iktidarı sonrası Çevik Bir’e öykünen “darbe heveslilerinin” umutlarını çoktan söndürmüş kişi olacaktı! Tarihte yeri bambaşka olacaktı.
Türkiye az sayıda da olsa (son lider Recep Tayyip Erdoğan’dır) önemli siyasi liderler yetiştirmiştir ama galiba Atatürk’ten sonra bu ülkede devlet adamı yetişmedi!