Dursun Çiçek olayı

Önce “İrtica ile Mücadele Planı” Taraf Gazetesi tarafından gündeme düşürüldü. “Vay be!” dedim ve Taraf’ı takdir ettim. Ardından Genelkurmay Askeri Savcılığı orijinali bulunamayan “belge”nin doğruluğunu kabul etmeyince Genelkurmay Başkanı 26 Haziran günü “plan belgesi”ne “kâğıt parçası” dedi.

Bunu öğrenince önce takdir ettiğim Taraf’a kızdım. Ancak, daha sonra “belge”nin orijinali ortaya çıktı ve belge üzerindeki imzanın “ıslak imza” olduğu Adli Tıp Kurumu tarafından teyit edildi. Bu kez de Genelkurmay Başkanlığı’na kızdım ve Taraf’tan köşemde özür diledim.

Artık yavaş yavaş “Dursun Çiçek olayı” unutulmaya başlamıştı ki, elime geçen bazı belgeler daha önce bazı hususları gözden kaçırdığımı ortaya koydu.

* * *

1) El yazıları ve ıslak imzaların doğruluk derecesi 5 barem üzerinden yapılıyormuş. Adli Tıp Kurumu Albay Dursun Çiçek’in imzası için 2. derecede doğruluk raporu vermiş. 1. derece imzanın %100 doğru olduğunu vurgularmış. Adli Tıp % 100 değil ama % 100’e yakın ihtimalle Albay Dursun Çiçek’in imzasını “orijinal” bulmuş.

Ancak, raporda “ıslak imza” ibaresi yok!

Hukuken bu ibarenin raporda yer alması şart değilmiş.

Ancak, “ıslak imza” kavramının “Dursun Çiçek olayı”nın sembolü haline geldiği bir ortamda bu ibarenin raporda yer almaması beni şaşırttı.

* * *

2) Adli Tıp’tan alınan rapordan sonra Emniyet’ten de bir rapor alınmış. Bu rapor da imzaya 2. derecede “doğruluk” teşhisi koymuş. Ayrıca Emniyet “ıslak imza” ibaresini de raporunda kullanmış.

* * *

3) Orijinal metin Genelkurmay Askeri Savcılığı’na talebine rağmen yollanmıyormuş. Zira, Anayasa Mahkemesi’ne götürülen kanun değişikliğine göre artık bu tip davalarda Askeri Savcılık yetkili değil. Ancak, yakında orijinal metnin Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderileceği iddiaları var.

* * *

4) “Islak imza”nın orijinal olduğu Adli Tıp Raporu’nca teyit edilince Albay Dursun Çiçek tutuklandı. Ama, tutuklamaya yapılan itiraz 13.11.2009 günü 1 başkan ve 2 üyeden oluşan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oybirliği ile kabul edildi ve Çiçek’in tutukluluk hali kaldırıldı.

Ben yine çok şaşırıyorum. Bir kişi veya kişiler “İrtica ile Mücadele Planı” adı altında darbe planı yapıyor. Raporun altındaki imza “orijinal” bulunuyor ama mahkeme “sanık”ı salıveriyor. Hükümeti devirmeye kalkanlar tutuksuz yargılanır mı?

Cevabı 13.11.2009 tarihli Sivil Mahkeme’nin kararında buluyorsunuz:

“Şüphelinin (Dursun Çiçek-CÜ) üzerine atılı suçların kanuni tanımında yer alan unsurların bulunamaması, üzerine atılı suçları işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunamaması...”

* * *

 1) Mahkeme Adli Tıp Raporu’na itibar etmedi mi? Yoksa,

2) İmza orijinal ama üzerindeki metin “İrtica ile Mücadele” ile alakasız mı?

Ben yine şaşırdım.

“Dursun Çiçek davası” unutulmasın, sonucu hep beraber takip edelim!

Zira, bu dava Türkiye’nin turnosol kâğıdı!