YENİDEN paylaşım savaşının olanca gücüyle 3. kez yaşandığı bir dönemde, Ortadoğu’nun adeta dünyanın merkezi haline gelmesi ile birlikte, Türkiye ve İran dünyadaki başat ülkeler arasında tekrar sıyrıldılar.
Son yıllarda petrol arzını dünyada en fazla arttıran ülke olarak Rusya, petrol talebini en fazla artıran ülke olarak Çin "enerji savaşlarında" yanlarına İran’ı çekmeye başlayınca Türkiye ve Türkiye’yi çok değişik bir modelle yöneten AKP Batı için çok daha önemli hale geldi.
AB ve ABD’nin kendi çıkarları açısından AKP’yi Ortadoğu’da bir model olarak gördükleri, AB’nin TBMM’de başka etkin AB’ci parti olmadığı için AKP’ye daha da hırsla sarıldığı, ABD’nin ise AKP ile TSK arasında gelgitleri oynadığı bir dönemde AKP’nin kapatılma davası dünyanın gündemine düştü.
Herkes Lenin’in ünlü sorusunu sormadan edemedi:
"Ne yapmalı?"
* * *
AKP’nin kapatılma davası hakkında Çin’in ne yaptığı veya bir şeyler yapıp yapmadığı meçhul. Rusya sanki seyir halinde.
AB açık ve seçik "AKP kapatılmasın!" oyunu oynuyor.
ABD ise Pentagon ile Dışişleri’nin farklı görüşleri arasında 2 soruna AKP’nin yaklaşımını sorguluyor:
1) Türkiye Kuzey Irak’ta Kürt oluşuma, Irak’ın bütünlüğünü de koruyarak, sahip çıkacak mı?
2) Türkiye ABD’nin İran politikalarına her şart altında yandaş olacak mı?
* * *
Sanırım AKP ile TSK arasında yaşanan uzun bir yaklaşım farklılığı döneminden sonra AKP, Kuzey Irak’ın hamisi rolüne soyunmaya artık hazır olduğuna ABD’yi ikna ediyor.
Başbakan Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu ve Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik’in, arkalarına MGK kararlarını da alarak, büyük bir başarı ile yürüttükleri "yeni Irak açılımı" sonucu Türk heyetinin Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani başkanlığında bir heyetle Bağdat’ta buluşması bir dönüm noktasıdır.
Türkiye El Hekim, Sistani, Sadr vb. gibi Irak’ta değişik görüşte ve güçte liderlerin temsil ettiği gruplarla da başarılı ve uzlaştırıcı temaslar kurabilirse, ki bunu hedeflemektedir, Irak’ta ve Ortadoğu’da ABD’nin de beklentileri doğrultusunda başat ülke haline gelebilir.
Bu açıdan bakıldığında AKP’nin kapatılması/dağılması ABD çıkarlarına hiç uygun düşmez.
* * *
Ancak, ortada bir de İran meselesi var!
Bu konuda ziyareti sırasında ABD Başkan Yardımcısı ve hep perde arkasında dursa dahi ABD’nin uluslararası ilişkilerde en önemli politika yapıcısı Dick Cheney İran konusunda ne istedi, ne cevap aldı; bilmiyoruz.
37 yıl sonra bizi özleyen İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ziyareti sırasında İran’la ilgili ne isteyecek, ne cevap alacak; bunu da bilmiyoruz.
Bu iki misafire verilen cevaplar İsrail’i ne kadar tatmin edecek, o da ortada.
Sanırım, "İran sorusu"na alınacak cevap ve bu cevabın güvenilirlik derecesi ABD’nin AKP’nin kapatılması konusunda gönlünde ne yatacağını tayin edecek faktörler arasında olacak.
* * *
Öte yanda AB temsilcileri göz ardı etse de, kapatma davasının yaratacağı olası sonuçları irdelerken ABD’nin ülke sosyolojisini de göz önüne alıp almayacağı da çok önemli.