Paylaş
Bazıları zamanlamaya dikkat çekiyor. |
Öte yanda, İspanya’da Özerk Bask Bölgesi’nde faaliyet gösteren terör örgütü ETA ile “organik bağlantısı” olduğu görüşü ile Herri Batasuna hakkında verilen kapatma kararının AİHM tarafından onanmasını örnek gösterenlere karşı gösterilen sert tepkiler ilgimi çekiyor.
Deniyor ki, Bask bölgesi özerktir, Güneydoğu’da bu haklar olmadığı için benzetme yanlıştır.
Bu görüş Ömer Taşpınar (Sabah-14.12.09) tarafından şu cümlelerle ifade edilmiş:
“...’DTP Avrupa’da olsa da kapatılırdı’ diyenler hiç kusura bakmasınlar ama tam anlamıyla abesle iştigal ediyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararda AİHM’nin Herri Batasuna’ya ilişkin kararı esas alması tam bir kara mizah örneği. Sanki Türkiye’de İspanya’dakine benzer bir azınlık hakları var da. Kürtlerin siyasi, kültürel ve yönetimsel hakları ne zamandan beri Bask ve Katalan halkları ile kıyaslanır hale geldi? Bu hukuk açıklamasına Avrupa’da kargalar bile güler.”
Ömer Taşpınar’ın ABD ile ilgili yorumlarına önem veririm.
Ancak, yukarıdaki sözler, DTP’li kızgın bir siyasi tarafından söylenebilir ama bir bilim adamına hiç yakışmıyor.
Bu mantığa göre “sanki Türkiye’de İspanya’dakine benzer bir azınlık hakları” olsa terörle bağıntılı olmak parti kapattırır ama “Kürtlerin siyasi, kültürel ve yönetimsel hakları... Bask ve Katalan halkları ile kıyaslanır hale” gelmediğine göre DTP’yi kapatmak yanlıştır.
Ömer Taşpınar gibi düşünenler bir konuyu anlamamışlar.
DTP şiddete karşı çıkmadığı için kapatıldı!
Şiddet uygulayan terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu için kapatıldı!
Dünyanın hiçbir yerinde “Madem hakların seviyesi düşük, madem özerklik yok, o halde şiddet uygulayan bir örgüte yakın durmakta bir mahzur yoktur” diyen bir hukuk anlayışı yoktur.
Diğerlerini bilemem ama Ömer Taşpınar neden bu kadar sığ kaldı, şaştım kaldım!
AİHM, Herri Batasuna Partisi kapatılırken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin siyasal parti kurma özgürlüğüne ilişkin 11. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varıyor.
Madde diyor ki:
“1) Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.
2) Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir...”
* * *
Kusura bakılmasın ama Sözleşme “11. maddeden sadece siyasi, kültürel, yönetimsel hakları azami seviyeye çıkarmış, talep edenlere özerklik vermiş ülkeler yararlanabilir” demiyor.
Bu maddeye göre, Ömer Taşpınar’ın “İki ülke arasındaki demokratik ve anayasal platform bu kadar farklıyken neden hukuk ölçüleri birebir olsun ki?” sorusu esasen abesle iştigal etmenin dik âlâsı oluyor. Ömer Taşpınar da şu sorulara cevap versin:
“DTP ile PKK bağlantılı değil mi? DTP PKK şiddetine ne zaman karşı çıktı?”
Paylaş