SON dönemde hükümette bir dağınıklık görüyorum. Bir dedikleri diğer dediklerini tutmuyor. Dilerim, her hükümetin mutlaka yaşadığı iktidar yorgunluğu AKP hükümetine bu kadar erken yerleşmez:
1) Hükümetin Irak meselesinde nerede durduğunu, ne dediğini kimse anlamıyor.
2) IMF karşısında tavrı da giderek beter karmaşık, hatta çelişkili hale geliyor.
3) AB müzakerecisini 54 gündür seçememeleri de oldukça garip!
* * *
Ancak, son olarak Welt am Sonntag Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Christoph Keese’ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı ve pazar günü gazetesinde yayımlanan röportajla ilgili yaşanan çelişkiler yumağı, insana ‘artık bu kadarı da fazla’ dedirtti.
Röportajın ardından Türkiye çok hassas bir konuda bir kez daha karıştı!
Röportajın Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanmasından sonra takriben 40 saat hükümet kanadından hiçbir tepki gelmedi.
Röportaj zımnen de olsa kabul edildi!
Sonra birdenbire Erdoğan, böyle bir gazeteciyi tanımadığını, böyle bir demeç vermediğini söyledi. Benzer sözler Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Ömer Çelik tarafından da yinelendi.
Recep Tayyip Erdoğan, ‘Söz konusu gazete ve gazeteciyle bu konuda görüşme gerçekleştirmediniz mi?’ sorusu üzerine, ‘Ben söz konusu kişiyi hatırlamıyorum. Davos’taki görüşmelerde bu konuda söylediklerim derlenip toparlanmış olabilir. Öyle bir demeç vermedim’ dedi.
* * *
Ardından, Welt am Sonntag Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Christoph Keese, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı ve pazar günü gazetesinde yayımlanan röportajın doğru olduğunu açıkladı.
Keese, ‘Röportaj, tercüman aracılığıyla İngilizce yapıldı. Erdoğan, soruları Türkçe yanıtladı. Erdoğan’dan röportajın yayımlanması konusunda özellikle onay aldım. Onayı verdi ve bana metni onaylatmak üzere Zapsu’ya göndermemi rica etti. Ben de kabul ettim’ dedi.
Zapsu’nun isteği üzerine röportajın metnini ‘word ortamında’ gönderdiğini anlatan Keese, ‘Kısa bir süre sonra metin, üzerinde çalışılmış haliyle geri geldi. Neredeyse hiç değişiklik yapılmamıştı. Açık onay da eklenmişti. Kısaltma yapmadan, bu biçimiyle yayımladık. Tüm bu yazışma ve e-mail trafiği belgelenmiştir’ dedi.
Ayrıca, gazeteciyi hiç tanımadığını söyleyen Erdoğan’ın Keese ile birlikte görüldüğü TV kayıtları yayımlandı.
* * *
Bunun üzerine, konunun asli muhatabı olması gereken Başbakanlık Basın Sözcüsü Ahmet Tezcan, röportajın yayımlanmasından tam üç gün sonra nihayet bir açıklama yaptı ve Başbakan’ı yalanladı!
Yapılan açıklamada bu sefer röportajın varlığı kabul edildi.
Röportajın yayımlanmadan önce onaylandığı da kabul edildi.
Ancak, röportaj eksik yayımlanmış!
Türban ile ilgili yapılacak düzenlemelerde ‘toplumsal mutabakat’ da aranacakmış! Bu bölüm röportajda yokmuş, eksik röportaja sehven onay verilmiş.
* * *
Hükümet zina konusunda da çelişkiler yumağı içinde yuvarlanmıştı!
Dini konulara bodoslama dalmak, hükümete hep zarar veriyor!