BU köşede, aklımın erdiği kadarıyla, ortadan karpuz gibi bölünmüş ülkemizde iki tarafın da kaygılarını aynı anda giderecek çözümler arıyorum.
Ancak, hem "türban" ile ilgili kaygıları, hem de "parti kapatma" ile ilgili korkuları birlikte çözebilecek ikili bir öneriyi Türkiye’nin en büyük partileri AKP ve CHP’ye aynı makale içinde yapınca (02.04.08) CHP’liler yazının adeta yarısını okumadan, parti kapatmayı zorlaştırmak amacıyla yardımcı olmasını teklif ettiğim için beni CHP’yi AKP’nin sultası yapmakla suçluyorlar, yazının diğer yarısını okumayan AKP’liler ise türbanın kamuda yasaklanmasını AKP’nin garanti altına almasını teklif ettiğim için, dinden çıkar gibi, beni demokratlıktan çıkma iddiasıyla yargılıyorlar.
Ben de anlıyorum ki bu ülkenin sadece siyasetçileri değil, zaten onların izdüşümü olan vatandaşların en azındanbir kısmı da sadece kendilerine demokrat normal yurdum insanları! Necip Türk milletinin özgürlük anlayışı, tıpkı Başbakan’ınki gibi, sadece kendi hakları ile sınırlı.
* * *
Böyle bir kaos ortamında sahnede rol alan siyasi aktörlere bakınca; ne Abdullah Gül’de, ne Recep Tayyip Erdoğan’da, ne de muhalefet liderlerinde ülkenin yarınını gözeten devlet adamı tavrı ve adabı görüyorum.
Onlar, fırtına ortasındaki gemiyi değil, kendilerini kurtarmaya çalışan kaptanların telaşı içindeler.
Bir kişi hariç:
TBMM Başkanı Köksal Toptan!
* * *
Toptan’ın AKP için kapatılma iddianamesi ortaya çıktıktan sonra, 23 Nisan’da Meclis’e gelecek öğrencilere ne diyeceğini sorgulayan demecini yadırgamıştım ama Köksal Toptan sonradan verdiği demeçler, aldığı tavırlar ile mutedil, sadece akla başvuran, taraflara eşit mesafede duran devlet adamı görüntüsü veriyor.
Benim her geçen gün daha fazla güvenimi kazanıyor.
* * *
Bu köşede ısrarla yazıyorum. Türkiye’nin gerilmesinin iki temel nedeni var:
2) Veri kanunlar ışığında hiçbir hukuki sorun taşımasa dahi, AKP’nin kapatılma davası.
* * *
Ülkede çok önemli bir kitle, türban tartışmalarının laikliği yok etme yolunda bir adım olduğunu düşünüyor ve AKP içinde bazılarının densiz çıkışları adeta ajan provokatör edasında bu korkuları körüklüyor.
Öte yanda, daha da büyük bir kitle, 85 yıldır dışlandıkları düşüncesi içinde, AKP’nin kapatılmasıyla iradelerine bir kez daha darbe vurulacağını, yine yok sayılacaklarını düşünüyorlar. İki tarafın algılamaları böyle!
Algılamalar saçma olsa bile algılamaların varlığını topyekûn kabul etmeyen ve onları çözemeyen topluluklar bir türlü iç barışı yakalamıyorlar.
Çözüm TBMM’de! Milletin korkularına topyekûn son verme görevi TBMM’nin!
TBMM’yi harekete geçirme işlevi ise Başkan’da!
TBMM Başkanı Köksal Toptan, aldığı siyasi terbiye gereği, engin tecrübesi ve herkesten kabul gören duruşu ile TBMM’nin milleti topyekûn kollama görevini yerine getirmesine önayak olabilecek tek kişi!
Ben Başkan’dan bir an evvel harekete geçmesini bekliyorum!