BİR tarafa göre: 1) Ergenekon davası sanıklarına ağır ceza verilirse, 2) AKP kapatılmazsa, ülkeye çağdaş demokrasi gelecek.
Öteki tarafa göre: 1)Cumhuriyetçiler rahat bırakılırsa, 2) AKP kapatılırsa ülke çağdaş demokrasi seviyesine ulaşacak.
Ben de diyorum ki verilen kavganın demokrasi ile alakası yok!
Biz birbirimizi yediğimizi zannederken birileri bizleri toptan yiyor!
Yeni bir Türkiye kuruluyor, ama kurucu unsur biz değiliz!
Demokratı olmayan bir ülkenin rejimi demokrasi olamaz!
"AKP kapatılmayacak ama kulağı çekilecek."
Ardından Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları bir gecede demokrat olacaklar!
Milli Görüş yok olacak, mahalle politikasına son verilecek, Alevilere Diyanet’te masa açılacak, kadrolaşmada türban kriteri uygulanmayacak, kamuda görevler tuttuğu partiye bakılmaksızın ehline verilecek, cemaatler üniversitelerden ve bürokrasiden elini çekecekler, Anayasa Mahkemesi üyelerine dokunulmayacak, YÖK tüm ideolojilerden arındırılacak, yargıya artık hiç karışılmayacak, AB’ye sımsıkı sarılınacak, yerel seçimlerde AKP her türlü inançtan, mezhepten, geçmişten insanlara eşit adaylık hakkı verecek vb.!
AKP’ci veya anti-AKP’ci herkes bunların olup olmayacağına vicdanında cevap versin.
Bütün bunları uygulamak için yeni bir iman gücünün Erdoğan ve arkadaşlarının kalbine vahiy yolu ile bir gecede ineceğine inanıyor musunuz?
Ben inanmıyorum. AKP’nin ekonomi programına büyük çapta katılıyorum ama maalesef başta Başbakan olmak üzere AKP’lilerin etkin üyelerinin demokrat olmadıkları/olmayacaklarını düşünüyorum.
Onlar sadece kendilerine demokratlar!
Tek doğruya dayanan bir ideolojileri var ve bu yolda ısrarla ilerliyorlar.
Kapatma davasından yarasız beresiz kurtulurlarsa bir süre soluklanacaklar, bir süre şirinlik muskası takacaklar ama eninde sonunda kendi yollarına devam edecekler.
Hele hele yerel seçim yaklaştıkça takke tekrar düşecek, kel tekrar gözükecek!
Bana 28 Şubat süreci ardından sözüm ona "dersini alan" AKP’nin ülkeyi bugünlere getirmesi muazzam bir karamsarlık veriyor.
Sadece bir örnekle açıklarsam her fırsatta "din ve vicdan özgürlüğü"nden dem vuran iktidarın sayıları milyonlarla ifade edilen Alevileri yok sayması her şeyi anlatıyor.
Ne demek istediğimi Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkanı Cem Toker’in yollamış olduğu mektuptaki şu saptaması çok doğru açıklıyor:
* * *
"...AKP istediği kadar ’Türkiye’de demokrasi var’ desin. Bakalım dünyanın en itibarlı uluslararası ölçümü demokrasimiz hakkında ne diyor?
Ülkelerde demokrasinin gelişmişlik düzeyini ölçen en güvenilir referans, dünyanın en önde gelen yayın organlarından Ekonomist Dergisi’nin ’Demokrasi Endeksi’dir.
Ölçüm ve tanımlamalarını nasıl yaptıklarını gayet objektif bir biçimde sitelerinde yayımlamaktadırlar. Bu kuruluş ölçümlerini yaparken, seçim sistemi ve çoğulculuk, devletin işleyişi, siyasete katılım ve temel hak ve özgürlükler gibi kriterleri baz olarak almaktadır.(http://www.economist.com/media/pdf/Democracy_Index_2007_v3.pdf) Bu endeksin 2007 raporuna göre, AB adayı Türkiye 167 ülke arasında (utanç verici bir şekilde) 88. sırada, ’hibrid demokrasi’ kategorisinde, yani melez, yani demokrasi benzeri bir rejim olarak yer almaktadır."
* * *
2007 yılı AKP iktidarının 5.yılına tekabül eder. AKP’nin demokrasisi bizi 2007 yılında 167 ülke arasında ancak 88. sıraya oturtmuş!