Çetin Doğan’ın damadı soruyor

BU haftaki 3 yazım da “cukka liberaller” etrafında şekillendi.

Haberin Devamı

Evvelsi gün yandaş gazeteci Hüsnü Mahalli’nin bile kendilerinden nasıl yakındığını, dün de savundukları muhayyel “Kürt Açılımı”na nihayetinde nasıl karşı çıkmak zorunda kaldıklarını yazdım.

Bugün de “Balyoz Davası” ile ilgili olarak Çetin Doğan’ın damadı Prof. Dr. Dani Rodrik ile Devrim Sevimay’ın Milliyet’te yaptığı söyleşiden (19-20 Nisan 2010) alıntılar yapacağım.

Dani Rodrik benim okuduklarım arasında Gareth Jenkins’ten sonra iddianameler hakkında en somut, en nesnel eleştirileri yapan kişi. Galiba, iddianameler hakkında onları okuduktan sonra fikir beyan eden kişiler de sadece bu insanlar.

 

Dani Rodrik maddi gerekçelerle “cukka liberaller”i eleştiriyor:

Haberin Devamı

“Bir örnek vereyim: 1. Ordu Askeri Savcılığı’nın bilirkişi raporu bir şekilde sızdırılıp, Balyoz iddialarını doğruladığı üzerine medyada haber yapıldı. Bunun üzerine Askeri Savcılık bir açıklama yapıp bu haberleri yalanladı... Buna rağmen aralarında liberallerin de olduğu birçok yazar kesin bir dille yalanlanmış bulunan “Askeri savcılık darbe planını doğruladı” iddiasını yazmaya devam etti. Kendilerine çelişkiyi belirtmek üzere yazdım. Bir tanesi bile kabullenme ve düzeltme yapma ihtiyacı hissetmedi.”

Rodrik ayrıca iddia ediyor ki:

“Hasan Cemal’e, Cengiz Çandar’a, İsmet Berkan’a ‘Ben olguları böyle görüyorum, sizin şunları göz ardı ettiğinizi düşünüyorum’ diye yazdığımda ve diyalog kurmaya çalıştığımda onlardan en azından bir cevap geleceğini ümit ediyordum. Beni sorgulamalarını, vardığım kanaatlere niye vardığımı öğrenmek isteyeceklerini sanıyordum. Kendi inançlarıyla bağdaşmayan olgu ve görüşlerle hiç ilgilenmemeleri hatta ısrarla göz ardı etmeleri bana çok garip geliyor.”

Tıpkı Gareth Jenkins gibi Dani Rodrik de tutarsızlık/çelişki/yanlışlardan yakınıyor:

“Darbe planları içeren belgelerde o kadar çok tutarsızlık, çelişki ve yanlış var ki...

Sadece birkaç örnek vereyim. Belgeler, çeşitli hükümet programlarından tutun da 12 Eylül bildirilerine kadar değişik kaynaklardan bire bir alıntılardan oluşmuş birer derleme şeklinde düzenlenmiş. Bunlardan en çarpıcısı 2005 yılında. Yani Balyoz Harekât Planı’ndan üç sene sonra ilk defa bir ekonomi kongresinde sunulan bir tebliğden tıpa tıp alıntılar. Anlaşılan bu darbeciler hem tembel hem de müneccim... Bir başka müneccimlik örneği, AKP hükümetinin çok daha ileri bir tarihte giriştiği bazı uygulamalarının yer alması. Mesela, planın gerekçesi anlatılırken (2003) AKP iktidarının muhalif medyayı mali denetim yoluyla baskı altına alarak susturduğundan bahsediliyor (2008)... Ayrıca 1. Ordu Karargâhı’nın “Plan ve Eğitim Şubesi”nden çıktığı belirtilen bir belge var, ancak 1. Ordu Karargâhı’nda böyle bir şube yok.”

Haberin Devamı

Dani Rodrik Taraf Gazetesi’ne de soruyor:

“Üzerinde ıslak, kuru veya elektronik hiçbir imza bulunmadığı halde Taraf Gazetesi ısrarla Balyoz Harekât Planı adlı belgenin altında ‘Çetin Doğan’ın imzası var’ diye yayın yapıyor...(Bu) belgenin altında Çetin Doğan’ın imzası olup olmadığını kamuoyuyla paylaşır mısınız lütfen?”

 

Taraf Gazetesi ve bazı yazarların Dani Rodrik’e muhakkak cevap vermesi lazım!

 

Yazarın Tüm Yazıları