DÜN Başbakan’ı müsteşarı Ömer Dinçer’in intihal yaptığına dair YÖK’ün verdiği karara racon kesme metodolojisi ile karşı çıkmasını eleştirirken şu sözleri de sarf etmiştim:
‘Başbakan’ın ‘Bir adamımı teslim edersem, yakında hepsinin peşine düşerler’ diye düşündüğünü, bu yüzden Dinçer’e sahip çıktığını söyleyenler olacaktır.
Nitekim, Başbakan’ın bu kuşkusunu doğrulayan bir belgeyi yarın yayınlayacağım.’
* * *
Konu, web sayfalarında dolaşan bir mektuptu.
‘Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Danışmanı ve BİM marketlerinin sahibi Cüneyt Zapsu’ diye başlıyordu.
Yazıyı yazdım.
Ancak yazı işlerindeki arkadaşlar şöyle bir görüş belirttiler:
‘Siz bu sitede yazılanları eleştiriyorsunuz. Ama kendiniz de bu iddiaları Hürriyet’te yayınlayıp, okurlarınıza da duyurmuş oluyorsunuz. Bir anlamda onların istediği oluyor.’
Doğrusu benim aklıma gelmemişti. Ama ben de doğru bulup, yazıdan o bölümü çıkardım.
* * *
Mektubu, belli ki birtakım ‘çevreler’ ‘Çamuru at en azından izi kalır’ beklentisi içinde yayınlıyorlar.
Bu saçma mektuba verilecek hiçbir cevap yok. Mektup sadece kin kusuyor. Mesnetsiz iddialarda bulunuyor ve 28 Şubat’ta kullanılan sefil teklifi bir kez daha kullanıyor.
Hatırlayınız, o tarihlerde de birileri ‘Ülker mamullerini tüketmeyin!’ diye tutturmuştu. Alanında Türkiye’nin en başarılı kuruluşu ‘şeriatçılıkla’ suçlanmıştı. Sonradan Ülker’in Mehmetçik Vakfı’na çok büyük miktarlarda bağışta bulunduğu ve bu bağışın doğal olarak kabul edildiği ortaya çıkınca Ülker hakkında iddialar boşluğa asılı kalmıştı. Ama, iddia hálá o dönemin kara sayfalarından birisini oluşturur.
Okulda sadece kopya çekerek sınıf geçtikleri belli olan bu sözde ulusalcılar, Ülker için uygulanan kalıbı aynen kopya edip, sadece ‘Ülker’ kelimesini ‘BİM’, ‘şeriatçılık’ iddiasını da ‘Kürtçülük’ iddiası haline getirmişler!
* * *
Hep böyle olur. Memleketimizde yukarıdakiler itişirken, aşağıdakiler de durumdan vazife çıkarırlar!
Dilerim; yukarıdakiler aralarındaki itişmeyi yeniden gözden geçirirler!