Bunlar tutarlı dış politika göstergeleri mi?

BAŞBAKAN Suudi Arabistan’da diyor ki:

“AB’ye üyeliği ne kadar önemsiyorsak, kimse kalkıp sağa sola çekmesin, Suudi Arabistan’la işbirliğimizi artırmayı da o kadar önemsiyoruz”

Haberin Devamı

Başbakan kusura bakmasın ama ben bu sözü sağa sola çekeceğim.

Suudi Arabistan bir devlet, AB ise 25 devletten oluşan adı üzerinde bir “birlik”.


Daha ötesi bir “medeniyet çığırı”!


Demokrasiden
zerre kadar nasibini almayan Suudi Arabistan’ın panzehiri!


Suudi Arabistan
ile AB’yi aynı kefeye koyan Erdoğan belki yüzlerine karşı ev sahibinin gönlünü alıyor ama bütün dünyaya AB’ye verdiği değerin seviyesini de ilan ediyor!

* * *


Ermenistan’la yapılan protokolleri hüküm cümlesi olarak mealen “Protokoller anayasaya uygun, onayladım” diyerek değerlendiren Ermenistan Anayasa Mahkemesi gerekçelerini sıralarken “Ermenistan’la Türkiye arasındaki Protokol, Ermenistan Anayasası’nın Giriş bölümüne ve Bağımsızlık Bildirisi’nin 11. paragrafına aykırı olarak yorumlanamaz ve uygulanamaz!” da diyor.

Haberin Devamı


Bağımsızlık Bildirisi’nin 11. paragrafı da “Osmanlı Türkiyesi’nde ve Batı Ermenistan’da yaşanan 1915 soykırımının uluslararası tanınması”nı “milli gaye” olarak niteliyor.


Dışişlerimiz
hemen atlıyor ve “Protokollerin Ermenistan ayağı çöküyor!” diye feryat ediyor!


Protokolleri imzalamadan önce Türk Dışişleri Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi’ni okumadı mı? Neden 11. maddeye o zaman dikkat çekilmedi?


Ben de diyorum ki, hükümet Obama Yönetimi’ne hoş görünmek için bu protokolleri çalakalem imzaladı. Ardından Azerbaycan haklı olarak tepki verince protokollerde yer almadığı halde, “Yukarı Karabağ meselesi çözülmeden bu protokolleri TBMM’ye getirmem” diyerek oyunbozanlığı ilk önce kendisi yaptı. Hükümet, 24 Nisan’a dek protokolleri, değil TBMM’den, AKP grubundan bile geçiremeyeceğini çok iyi biliyor. Ermenistan Anayasa Mahkemesi malumu ilan edince Dışişleri “bahane”sini buldu, bunu dünyaya “Önce onlar mızıttılar!” diye satmaya çalışacak.


Tabii, yerlerse!

* * *


Başbakan her fırsatta “Gazze”yi gündeme getiriyor. Ancak, Başbakan Gazze ile ilgili Müslüman ülkelerin tutumları sorulunca “İslam dünyası olarak halkı kastetmeyelim. Yönetimler olarak olayı ele alacak olursak, İslam dünyasının, dünya Müslümanlarının beklediği tepkiyi yönetimler ortaya koyamamıştır. Bu işin acınacak yanıdır” diyerek işbirliğini artırmak için can attığı, AB ile yakınlığı bir tuttuğu Suudi yönetimine arkalarından çok ağır bir eleştiri getiriyor.

Haberin Devamı

Bundan da vazgeçtim; insan hayatı karşısında bu kadar duyarlı Başbakan İran’da muhalif göstericilere ateş açıp, insanları öldüren İran yönetimi karşısında sus pus!


Sudan
’da toplu cinayetler olduğunu görmeyen Başbakan İran’da işlenen cinayetleri de görmüyor.

* * *


Beni en fazla şaşırtan ise Ahmet Davutoğlu’nun Afganistan’da barışı sağlamak için tıpkı Hamas’a yaptığı gibi Taliban ile de arabuluculuk yapmaya soyunması.


Barış için Davutoğlu kimi muhatap almak zorunda?


Molla Ömer
’i! O kim? Uluslararası platformda terörist olarak kabul edilen bir kişi!


Hükümetimiz PKK ile görüşmez, Apo ile hiç görüşmez ama Taliban ile görüşmeyi, Molla Ömer ile aynı masaya oturmayı teklif eder!

Yazarın Tüm Yazıları