Brüksel sokaklarında Erdoğan!

İKİ gündür bu köşede "Türkiye’nin Ortadoğu’nun ağabeyi olması için ABD destek veriyor" mealli bir yaklaşımla Obama’nın müstakbel Türkiye ziyaretine açık çek verenleri uyarmaya çalışıyorum.

Sağ olsunlar, benim meramımı Hamaney ve Ahmedinejad benden iyi anlatmışlar.

İran’ı ziyaret eden Gül’ün, "ABD Başkanı Barack Obama’nın uzattığı elin havada bırakılmaması" ricasına Hamaney, bu söylemleri 30 yıldır dinlediklerini belirterek, "Bekleyip görelim. Çünkü başlangıçta söylenen bu sözler daha sonra unutuluyor" diyerek, ABD yönetiminden bu konuda somut adım beklentisi içinde olduklarını aktarmış. Ahmedinejad da aynı yönde mesaj vermiş. (Hürriyet-11.03.09)

Diplomatik sözlerin basit Türkçesi, "ABD’nin söyleyeceği bir şey varsa kendi gelsin söylesin"dir.

Hamas da İsrailli esir askerin serbest bırakılması konusunda arabuluculuk yapmak isteyen Türkiye’ye, "Sen aradan çekil" demiş.

Suudi Arabistan’ın ve Mısır’ın, Türkiye’nin bölgede "neo-Osmanlı" yaklaşım takınmasına ne dediğini henüz bilmiyoruz ama ben tahmin edebiliyorum.

Davos Fatihi Erdoğan’a Ortadoğu sokakları alkış tutuyor, ama yönetim salonlarının tavrı farklı olabilir.

* * *

Geçen gün Brüksel sokaklarını çok iyi bilen ve Türkiye’nin AB üyeliğini candan destekleyen bazı Avrupalı dostlarla sohbet ettim.

Davos’u bir de onlardan dinledim.

Türkiye’nin dostları, Erdoğan’a çok ama çok kızgınlar.

Brüksel’de Türkiye’nin olası AB üyeliği için 3 değişik tavrın olduğunu belirtiyorlar.

Bu dostların da içinde bulunduğu 1. grup, kriterleri yerine getirmesi kaydıyla Türkiye’nin üyeliğine tam destek veriyormuş.

2. grup, reel politika açısından Ortadoğu’da bir köprü olabileceği için, kültürel ayrılıklara parmak bassalar da, Türkiye’nin üyeliğini istiyormuş.

3. grup ise Türkiye’nin kültürel, tarihi nedenlerle ve medeniyetler farkı açısından hiçbir zaman AB’nin bir parçası olamayacağını düşünüyormuş.

* * *

Erdoğan’ın son çıkışları 3. gruptakilerin ekmeğine yağ sürmüş, 2. gruptakileri ise derin şüphelere sürüklemiş.

Bu dostlara göre; Erdoğan’ın Davos çıkışı, bir son damla olarak, 1. gruptaki Türkiye dostlarını kızdırmış, hem de çok kızdırmış!

Açıkça, "Değiştim ayaklarıyla bizi aldattı, sonunda da sattı" diyorlar.

Dostlara göre, zaten Erdoğan daha önceleri Avrupa’daki Türklere "Asimile olmayın!" dediğinde Batı kültürüne ne kadar uzak durduğunu göstermiş. Sonradan çark etse de, Nabucco Projesi konusunda Avrupa’yı tehdit ettiğinde de Avrupa’nın dostu olup olmadığına dair büyük şüpheler yaratmış.

Hamas’a kayıtsız şartsız sahip çıkışı, İsrail’e karşı aldığı sert tavır, sonunda Davos’ta patlaması, kendisine duyulan güveni çok ama çok sarsmış. "Bir özür dileme" nezaketini bile göstermeyerek esasında "Batı geleneğinden ne kadar uzak olduğunu" gösterdi, diyorlar.

Eşinin İsrail Cumhurbaşkanı için kameralar önünde "yalancı" diye bağırmasını ise eşi emsali olmayan bir skandal olarak nitelendiriyorlar.

Babacan’a "Babycan", Bağış’a ise "şaka" diyorlar.

Daha evvel başka yetkililerden duyduğum bir uyarıyı onlar da yaptı:

"2009 sonuna dek Kıbrıs’ta çözüm oluşmaz ise AB’yi tamamen unutun!"

Onlara göre bu uyarı ise "şaka" değil!
Yazarın Tüm Yazıları