Son bir yıldır “Kürt Açılımı”nı yüzüne gözüne bulaştıran AKP iktidarına çok kızan milliyetçi hassasiyeti yüksek kesimler bu kızgınlıklarını güvensizlik oyuna çevirmediler ve AKP politikalarına destek verdiler.
PKK da “eylemsizlik” kararı ile esasında AKP’ye destek verdi.
Ramazanda Mehmetçik ölümleri devam etseydi, hassasiyet bileylenebilirdi.
Tarihi fırsat işte bu!
Kürt meselesi ile ilgili “tarihi fırsat” sözünü ilk kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kullandı ama onun kastettiği: i) uluslararası konjonktür ve belki de ii) TSK’nın ilgili politikalarının Hükümet’e yaklaşması idi.
Bence gerçek tarihi fırsat şimdi yaşanıyor. Zira fırsatı taban, doğrudan Türk halkı tanıyor.
Dilerim, Hükümet bu sefer ıskalamaz!
* * *
Bana öyle geliyor ki, Hükümet bu kez daha cesur davranacak. İpuçları var. Hain Hakkâri saldırısı yaşanmasaydı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le BDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak bir araya geleceklerdi. MİT Başkanı “konu”yu görüşmek üzere ABD’de. Belli ki devlet yetkilileri, tabii ki Hükümet’in bilgisi ve yönlendirmesi dahilinde, PKK ile görüşüyorlar.
* * *
Ancak, bu noktada kritik bir dönemeç var. Bu görüşmelerden “birileri” rahatsız. Bunlar PKK’nın bir hizbi olabileceği gibi, “dost ülkeler” bile olabilir.
İlk gün yapıldığı gibi TSK’yı olay yerinde bulunan çanta nedeni ile suçlamak ise tam bir zırva. Saldırıyı kendi yapıp veya taşerona yaptırıp, PKK üzerine atmaya yeltenenlerin kendi kartvizitlerini olay yerinde bırakacağını düşünmek TSK’yı da kendileri kadar geri zekâlı saymaya eşit.
Ancak, aşikâr ki ortada bir provokasyon var. Provokatörler, taraflarca gizli tutulacağı zannedilen Hükümet-BDP görüşmesini önden haber de almışlar. Ya BDP, ya da Hükümet içinde köstebekleri var.
* * *
Bu noktada Hükümet’e bir uyarım var.
Provokosyanla ilgili verilecek en iyi mücadele provokosyonu boşa çıkarmaktır!
Tamam, Hükümet-BDP görüşmesi hain saldırının yapıldığı gün yapılamazdı ama karabulutlar dağıldıktan hemen sonra yapılmalıydı.
Provokosyana kim yeltendi ise amacına ulaşamayacağı gözler önüne serilmeliydi.
Hükümet BDP ile, sivil-asker devlet yetkilileri PKK ile görüşmelidir ve herhangi bir provokosyon buna engel olamamalıdır.
PKK içinde farklı liderlikler olduğu aşikâr. Apo ve çevresi ile yapılacak görüşmeler belki diğerlerini azdıracaktır ama aynı zamanda tecrit edecektir.
* * *
Bu (inşallah) yeni dönemde Başbakan’dan da özel bir ricam var. Muhalefet liderlerini, tabii ki kayda alınarak, içeriği kamuya açıklanmayacak toplantılarda özel bilgilendirsin. Onay alsın demiyorum ama bilgilendirsin.
Meseleyi hükümet politikalarının üzerine çıkarmaya çalışsın. Muhalefet de bu toplantılara katılsın ve verilen bilgilere devlet adamı sorumluluğu içinde yaklaşsın!