Bir parmak izinin çözülemeyen gizemi

KIDEMLİ Kurmay Albay Dursun Çiçek’i tanımam, hayatımda hiç karşılaşmadım.

Haberin Devamı

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı hazırlayıp, hazırlamadığına dair elimde herhangi bir belge olmadığı gibi herhangi bir ön kabulüm de yok. Gelişmeleri sadece medyadan izliyorum.


Çiçek ile ilgili hukuki gelişmeler öyle bir arapsaçına döndü ki, elimde değil, gelişmeleri iç içe geçmiş bir kurgu roman takip eder gibi izlemekten kendimi alıkoyamıyorum. Bizzat kurgu (polisiye) romanlar yazan bir kişi olarak “Çiçek’in Önlenemez Maceraları”nı izlemek bende giderek hayranlık uyandırmaya başladı.


Çözüme yaklaşıldığı anlarda, her seferde, çözümsüzlüğü önlenemez bir kader haline getirme konusunda bu serüven adeta bir başeser olmaya doğru gidiyor.

* * *


Son haliyle belgede yer alan imzanın orijinale çok yakın (2. derece) olduğu hem Adli Tıp, hem Emniyet, hem de Askeri Kriminoloji laboratuvarları tarafından teyit edildi. İmzanın orijinal olmadığına dair güçlü bir şüphe kalmadı. Ancak bu saptamaya rağmen gerek sivil, gerek askeri mahkemeler Çiçek’in tutuklanmasını reddettiler!


İşte bu noktada benim dikkatim “Çiçek meselesi”ne odaklandı.


Nasıl oluyordu da, çok ama çok vahim (ağır) bir suç işlediği delillendirilen kişi tutuklanmadan yargılanabiliyordu? 

Haberin Devamı


Hâkimler delilden tamamen emin olsalar tutuksuz yargılama mümkün olabilir miydi?


1 başkan ve 2 üyeden oluşan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 13.11.2009 günü oybirliği ile kabul edilen ve Çiçek’in tutukluluk halini kaldıran kararda:


“Şüphelinin (Dursun Çiçek) üzerine atılı suçların kanuni tanımında yer alan unsurların bulunamaması, üzerine atılı suçları işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunamaması...” ibaresi yer alıyor.


Demek ki, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Çiçek hakkında “kuvvetli suç şüphesi” bulamamış!


En azından “ıslak imza” tek başına yetmemiş, matematik kuramı ile “orijinal ıslak imza” delil unsuru olarak gerçek (gerekli) bulunmuş ama yeterli bulunmamış!


Yanına ilave deliller konması gerekiyor!

* * *


Çiçek’in avukatları aylardır Mahkeme’den, diğer talepleri yanında, belge üzerinde parmak izi araştırması yapılmasını ısrarla istiyorlar.


Mantık doğru, Çiçek’in kâğıda dokunmadan orijinal imza vermesi mümkün değil, orijinal imzasını eldiven takarak atması ise akıl dışı!


O halde, şu an için parmak izi araştırması Çiçek hakkındaki iddiaları doğrulayacak veya yanlışlayacak en önemli delillerden birisi!


Nihayet, Askeri Mahkeme “parmak izi araştırması” yapmaya kalktı ama bu sefer bu araştırmanın belgede tahrifat yapma ihtimali belirdi.

Haberin Devamı


Nitekim, araştırma İstanbul Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği tarafından “belgede tahribat olacağı” gerekçesiyle reddedildi!


İşte benim aklım burada duruyor!

* * *


Bu kadar önemli bir araştırmada bu kadar güçlü bir delilin aranmasından böyle bir gerekçe ile vaz geçilebilir mi?


Madem, araştırma sırasında “tahrifat” kaçınılmaz, belge üzerinde istenen tüm araştırmalar önce yapılıp, son olarak parmak izi araştırması yapılamaz mı?


Sanki “Çiçek’in Önlenemez Maceraları” adlı serüvenin yazarı macera bir türlü sona ermesin istiyor! 

Yazarın Tüm Yazıları