TÜRKİYE’ye ışık tutan, yön veren söyleşileri ile dikkati çeken Neşe Düzel 01.11.04 Pazartesi günü Radikal Gazetesi’nde (eski komunist) liberal Kürt aydını Enver Sezgin ile çok önemli bir söyleşi yaptı.
Sezgin’in bu söyleşide vurguladığı bazı noktalar çok ama çok önemli. Araya ABD seçimleri girdi. Bugün bu söyleşiden bazı bölümleri Hürriyet okurlarının da gündemine getirmek istiyorum. Zira, görüşleri kamuoyunda tartışılmalı.
* * *
Neşe Düzel:...Avrupa Birliği’ni isteyenler azınlıkta mı kalıyor, Kürt aydınları ve siyasetçileri arasında?
Enver Sezgin: Hayır, AB’yi isteyenler çoğunlukta ama bunların çoğu AB sürecinin öneminin farkında değil...
N.D.:...Kürt milliyetçiliği bugün önemini kaybediyor mu?
E.S.: Türk milliyetçiliğiyle kıyaslarsak, hayır. Kürt milliyetçiliği AB sürecinde konumunu kaybetmiyor. Bunun da nedeni, Türkiye’de Kürtler uzun yıllar yok sayıldı...milliyetçiliğin şimdi birdenbire ortadan kalkması mümkün değil.
...Açık konuşalım. Kürt aydınları tabii ki devletten baskı gördü. Ama onlar, PKK’dan ve Kongra-Gel’den de baskı gördü. Kürtler arasında farklı fikirler tartışılamadı, düşünceler açıkça dile getirilemedi...
* * *
N.D.:...Kürt aydını silahlı mücadeleye yeterince tepki gösteriyor mu?..
E.S.: Hayır, ama rahatsız olanlar var. Çünkü silahlı eylemler, bundan sonra Kürt meselesinin çözümüne katkı sağlamayacak. Uzun yıllar yaşanan çatışma...en büyük yıkımı ve kötülüğü Kürtlere yaptı...
...somut konuşursak... Kürtler arasında, Kongra-Gel’in dışında kuvvetli bir politik hareket yok... Kongra-Gel’in lideri cezaevinde. Abdullah Öcalan (adına yayınlanan metinlerde) çelişkiler görüyorum... Öcalan’ın kafasında tam ne var bilemiyorum ama kafasının karışık olduğu her halinden belli.
...Şiddete ve silahlı eylemlere kesin karşı çıkılmalı. Silahlı mücadele, çok küçük bir azınlığın dışında kimsenin yararına değil... Bu tür eylemler, Türkiye’deki statükocuları güçlendirmekten başka hiçbir şeye yaramaz... Bundan en büyük zararı, yine bu ülkede Kürtler, değişimciler ve reformcular görecek.
* * *
...Ben Öcalan’a şunu öneriyorum. Şantaj yapmaktan vazgeçsinler, gerçek fikirlerini söylesinler. Gerçek fikirleri artık toplumda kabul görür mü, görmez mi, görelim. Şantaj nereye kadar sürecek.
* * *
N.D.:..PKK bir yandan saldırılarını sürdürürken bir yandan da garip Kemalist mesajlar yayımlıyor. Saldırıların da, Kemalist mesajların da kaynağı bilindiği kadarıyla Abdullah Öcalan. Öcalan ise bir askeri hapishanede tutuklu.
Saldırılar, Kemalist mesajlar ve bir askeri hapishanede tutuklu lider üçgeninin mantıklı bir açıklaması var mı?
E.S.:..Mantıklı açıklaması yok ama mantıksız açıklaması var. Öcalan’ın cezaevinden dışarıya çıkardığı mesajları, onu cezaevinde tutanlar çok iyi biliyor. Çünkü onların onayından geçiyor bu mesajlar. Yani herkesin bu mesajlardan haberi var. Engellenmiyor. Bunun engellenmemesi de, bazılarının birtakım hesaplar peşinde koştuğunu gösteriyor...