ÖMER Dinçer Başbakanlık Müsteşarı da oldu, milletvekili de oldu, sonunda bakanlığı da kaptı.
Kimdir Ömer Dinçer?
Yrd. Doç. Yahya Fidan ile birlikte yazdığı "İşletme Yönetimi" isimli eserde intihal yaptığı YÖK bünyesindeki Yüksek Disiplin Kurulu tarafından karara bağlanan ve dolayısıyla tüm akademik unvanları geri alınan kişidir. (Ekim 2005)
Dinçer’in intihal yaptığına karar verilen "İşletme Yönetimi" adlı kitabında 32 yerde dipnot kullanmadan alıntı yaptığı YÖK kararında vurgulanmıştır.
Nedir intihal?
Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek.
Basit dille yazalım: Bir başkasının fikrini aşırmak/araklamak/çalmak!
Hadi YÖK yanıldı veya siyaset yaptı diyelim. Ömer Dinçer’in "intihal yaptığı" ayrıca Ankara 1. İdare Mahkemesi tarafından da onaylanmıştır. Mahkeme, Dinçer’in YÖK’ün intihal kararına ilişkin yaptığı itirazı reddetmiştir. (Ocak 2008)
Dinçer’e Danıştay yolu da açıktı. YÖK "intihal kararı" aldıktan sonra Dinçer TV’leri teker teker dolaşıp, Danıştay’a başvuracağını bangır bangır haykırmıştı. Ama, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin YÖK’ü onaylayan kararından sonra Danıştay’a gitmekten vazgeçti.
Bizzat Ömer Dinçer, Danıştay’a gitmeyerek intihal yaptığını kabul etmiş oldu.
* * *
Ömer Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduktan sonra yurtdışındaki üniversitelerde çalışan birkaç akademisyen ile görüştüm. Aralarında Türkler de var. İntihal yapmış bir kişinin bakan olduğuna inanamadılar. Akademik hayatta en büyük yüz kızartıcı suçlardan birisini işleyen bir insanın değil bakan, milletvekili bile olamayacağını ifade ettiler.
Ben de onlara "Burası Türkiye" dedim!
Düşünün, Çalışma Bakanı asgari ücreti artırma komisyonuna başkanlık ediyor. Sendikalar belirli bir rakamda ısrar ediyorlar. Bakan da onlara itiraz ediyor. "Ama benim yaptırdığım bilimsel çalışmaya göre..." ifadeleriyle başlayan bir cümleye girişiyor.
Siz sendika temsilcisi olsanız, Bakan’ın suratına söyleyemeseniz de, o an içinizden hangi sözler geçer?
* * *
Ben, Ömer Dinçer’in bakanlığına yüksek sesle itiraz gelecek sandım. Anamuhalefet bas bas bağırır diye düşündüm. Onca gün bekledim. Yanılmışım. Ama hatalı olan bendim. CHP’nin de aynı suçtan hükümlü (1982) Necla Arat’ı var.
Tencere dibin kara!
Belki ulusalcılar kıyamet koparır diye de bekledim. Ama onların da intihalci hocaları Kemal Alemdaroğlu var!
Anam ananı meyhanede görmüş!
Kabul, siyaset sahnesinde arzı endam eyleyenler aynı kumaşın değişik dikimleri, peki bu ülkede üniversite üyeleri, akademisyenler,bilim adamları da mı yok?
Bu ülkede bilime gönül vermiş insanlar hiç mi yok? Onlar, Ömer Dinçer’in bakan olmasından mesleki gururları adına hiç mi incinmediler? Bu kadar gündür neden tık yok!
* * *
Bundan böyle bir profesör, akademik hayata ilk adımlarını atan bir doktora öğrencisine, "Evladım, intihal yapmayı aklına dahi getirme!" deyince doktora öğrencisi de sorsa: "Neden?" Profesörün cevabı ne olacak?
Siyaseti bilime teslim edenlerin kat ettiği aşamaları seyrederken ülkemde bilimin siyasete bu kadar ucuz teslim edilmesi içimi acıtıyor!