Bilimde aşırma ve müsteşarlık

BAŞBAKANLIK Müsteşarı Ömer Dinçer’in bir kitabında intihal (aşırma) yaptığına dair iddiayı zamanında kendi köşesinde enine boyuna irdeleyen köşe yazarı olarak YÖK’ün Ömer Dinçer ile ilgili kararını yakinen takip ettim.

Zira, Ömer Dinçer’in avukatının bizzat açıkladığı gibi intihal, bir bilim adamının işleyebileceği en yüz kızartıcı suçtur ve bence devletin en yüksek kademesinde görev yapan bir insanın bu suçu işlediğine dair bir karar oluşmuşsa o kişinin artık o görevde durmaması gerekir.

Şimdi üniversitelerin en yüksek makamı olan YÖK, ‘Ömer Dinçer ve arkadaşının intihal yaptığına dair karar vermiştir’.

Haklı olarak YÖK’ün bu kararı neden Van olayları gölgesinde verdiği tartışılacaktır. Ancak, intihal somut ve maddi olarak ölçülebilen bir suçtur ve en azından benim bildiğim iki üniversite bu ölçümü yapmıştır. Yani suçun oluştuğuna dair bir kanaat eksikliği yoktur. Yorum farkları vardır!

Nitekim, Ömer Dinçer’in kendisi de intihal suçunu kabul ediyor.

‘...Profesör Tamer Koçel dün konuğumuzdu... Kimdir Sayın Koçel?.. Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer’in kitabından intihal yaptığı hoca... Profesör Koçel:

-...onun ‘İşletme Yönetimi’ adlı kitabını ... bana matbaacı gösterdi. Kitabı karıştırırken kimi bölümlerin benim ‘İşletme Yöneticiliği’ kitabımla tıpatıp aynı oluşu dikkatimi çekti... İmla hataları bile aynıydı. Ne var ki benim adıma ve kitabıma hiç referans yapmıyordu. Ömer Dinçer’e telefon açarak durumu garipsediğimi anlattım. Haberi olmadığını, kitabı ortaklaşa yazdığı arkadaşının (Doçent Yahya Fidan) bunu yapmış olabileceğini söyledi.’ (Milliyet-Melih Aşık’ın köşesi-21.10.2005)

Ömer Dinçer, intihali kabul ediyor ama suçu ortak kitap yazdığı arkadaşının üzerine atıyor. Böylelikle, okumadığı/tetkik etmediği bir kitaba adını verdiğini de ikrar etmiş oluyor.

Avukatı da YÖK’te yaptığı savunmada intihal suçunu kabul ediyor; ama o da ‘ders kitaplarında alıntı yapılmadığına dair’ bir zırva ile suça kulp buluyor. Ben hayatımda başkalarının kitabını kendi kitabına aşırıp da kaynak göstermeyen hiç üniversite ders kitabı görmedim.

Aynı avukat suça dair iddianın kitabın 6. baskısında ortaya çıktığını, bu sırada Dinçer müsteşar olduğu için YÖK’ün kendisi hakkında karar veremeyeceğini de söylüyor.

Bu savunma da bir mantık şaheseri!

Sanki ilk 5 baskıda intihal yok! Fidan 6. baskıya Ömer Dinçer’den gizli eklemiş!

* * *

Ömer Dinçer, konuyla ilgili ilk yazımdan sonra bana yolladığı mektupta kendisinin bağlı olduğu Marmara Üniversitesi’nin intihalle ilgili hiçbir kararı olmadığını yazmıştı. İntihal kararını sadece Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin verdiğini belirtmiş ve bu üniversitenin ilgili birimlerinde görevli akademisyenler için ağır sözler sarf etmişti.

Ben de koskoca profesöre inanarak durumu açıklamıştım. Ancak, sonradan Dinçer’in en hafif deyimle doğruyu söylemediği ortaya çıkmıştı. Marmara Üniversitesi’nin de benzer raporunu yazınca Dinçer yeni bir mektup göndermedi.

* * *

Konuyla ilgili en yüksek makam kararını verdi. Karara itiraz müsteşarın en doğal hakkı. Hukuken müsteşarlık görevinden istifa etmesi de gerekmiyor. Ancak, vicdanen, ahlaken ve devlet geleneğine göre artık o görevde oturmaması gerekir.

En azından Danıştay kararını verene dek o makamı boşaltması gerekir. Yoksa ‘benim memurum işini bilir!’ şiarı geçerliliğini sürdürür.

Müsteşar artık gereğini yapmalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları