Bildiklerim ve bilmediklerim

AHMET Altan çok haklı soruyor."Henüz iddianamenin ayrıntılarını bilmiyoruz, tamam.

Peki, Ümraniye’deki cephaneliği de mi bilmiyoruz?.. Eskişehir’deki cephanelikte bulunan bombalarla Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombaların seri numaralarının tuttuğunu da mı bilmiyoruz?" (Taraf-16.07.08)

Bugüne dek iddianame ile ilgili sızan bilgiler arasında en anlamlı, en somut 3 bilgi bunlar!

* * *

Ancak, at izi ile it izinin birbirine karıştığı bir ortamda benim bilmediklerim de var.

Örneğin, nasıl oluyor da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in bilgi sızmasından şikáyet ettiği gün ona bağlı savcı hálá bilgi sızdırmaya devam ediyor?

"Sorunca öğrendik ki... Haberleri veren bizzat Agarta Davası Savcısı Zekeriya Öz imiş. Muhabirleri iki grup halinde makamında kabul etmiş..." (Oktay Ekşi-Hürriyet-16.07.08)

Ben şahsen Savcı’nın neye dayanarak Başsavcı’yı dinlemediğini bilmiyorum.

* * *

Ayrıca bazı bilmediklerim daha var:

Veli Küçük ve Levent Ersöz’ün şüpheliler arasında olduğu 600 yıllık Agarta Davası’nda "Güneydoğu’da yaşananlar" neden soruşturulmuyor?

Nükleer silahı Ergenekoncular nereden buluyorlar?

Ecevit’i de "indirmek" istemişler ama yeterli delil olmadığı için iddianamede yer almıyormuş. Zira, Hablemitoğlu’nu da öldürmek istemişler ama o iddia için de delil bulunamamış.

İddianamede yer almayan iddialar ne demek?

Kafam karışıyor. Soruşturmada delile dayanan iddialar ele alındığı gibi dedikoduya dayanan iddialar da mı ele alındı?

Bir savcı delile dayanmayan bir iddiayı basına sızdırır mı?

* * *

Esasında benim bilmediğim bir konu var ki eminim Ahmet Altan da cevabını bilmek ister.

Toplum olarak "darbeciler" ile ilgili en somut iddiaları bir diğer Taraf Gazetesi yazarı Alper Görmüş’ün ortaya çıkardığı ve Özden Örnek’e ait olduğu söylenen "Darbe Günlükleri"nden öğrendik. Ancak "soruşturmanın tamamlanan bu bölümünde 1 Temmuz 2008’de yapılan operasyon bu iddiaların kapsamı dışında" kalıyor. (Başsavcı).

Askeri Savcılığın yaptığı açıklamaya göre de onlar ayrı bir soruşturma yürütmüyorlar, Öz’ün yolladıklarını inceliyorlar.

Zaten, "Günlükler" aylardır ortalarda. İsteselerdi "Günlükleri" çoktan incelemiş olurlardı.

Ben, Savcı Zekeriya Öz’ün Türkiye’yi birbirine katan günlükleri neden soruşturmadığını da bilmiyorum.

Güneydoğu’da yaşananları soruşturmadan yapılan bir Veli Küçük soruşturması, Darbe Günlükleri’ni soruşturmadan yapılan bir Darbe Soruşturması bana çok garip geliyor.

Keşke Savcı Öz, günlükleri de soruşturup en azından "bunlar sahte" diyebilseydi.

* * *

"Güneydoğu’da yaşananlar" ile "Darbe Günlükleri"nin iddiaları; Tolon, Eruygur vb. dışında bazısı emekli, bazısı muvazzaf komutanları da kapsıyor.

Sevgili Ahmet Altan; benim aklıma savcılığın elinde "dokunulabilinirler", "muhakkak dokunulması gerekenler" ve "dokunulamazlar" listeleri mi var sorusu geliyor, aynı soru senin aklına da gelmiyor mu?

"Dokunma" konusunda haddini aşan Şemdinli Savcısı ile dönemin İstihbarat Daire Başkanı’nın başına gelenleri de mi bilmiyoruz?
Yazarın Tüm Yazıları