DİYANET İşleri Başkanı, AİHM’nin "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinin eldeki müfredatla zorunlu okutulmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulması üzerine "bize sormadılar!" diye eleştirdi.
Prof. Dr. Niyazi Öktem de başkanın bilgisinin eksik olduğunu, AİHM’nin Diyanet’e sormak mecburiyeti olmadığını, kaldı ki 1998’de uzmanların inanç özgürlüğü üzerine AİHM için 3 ciltlik bir çalışma yaptığını belirtti.
Üzerine vazife olmayan işlerde görüş belirten Diyanet İşleri’nin, tam tersine, görüş belirtmek zorunda olduğu ülkemizde giderek büyüyen bir tartışma var.
Kadınların başlarını örtmeleri Kuran’ın mı emridir, yoksa bir örf müdür?
* * *
Baş örtmenin bir emir olarak Kuran’da olmadığı iddiasını medyada ilk kez Özdemir İnce attı, Ruhat Mengi konunun takipçisi oldu ve bu dönemde hem Zekeriya Beyaz, hem de Şahin Filiz, ilahiyatçı olarak yayınladıkları kitaplarla konuya bilimsel tespitler getirdiler.
Tartışma çok önemli ve başta dediğim gibi kafa karışıklığını artırarak giderek büyüyor.
Bu kargaşaya son verme görevi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın! Gelin görün ki bu konuda Başkan Prof. Dr.Ali Bardakoğlu ne diyor:
"Diyanet İşleri Başkanlığı bu polemiğe girmek istemiyor. Ayrıca bir tahrifat olduğuna da inanılmıyor. Diyanet, ’İnsanların Kuran’dan ne anladığı kendilerine aittir’ görüşünde." (Fatih Çekirge-Hürriyet-10.03.08)
* * *
Bu cevabı okuyunca inanın çok şaşırdım. Diyanet İşleri, AİHM’nin işine karışacak, hukuksal bir konuda fetva verecek ama din konusunda susacak, aydınlatma yapmayacak! "Tahrifat yapılmıyor" diye yuvarlak bir söz söyleyecek. Üstüne üstlük, "İnsanların Kuran’dan ne anladığı kendilerine aittir" denecek. O halde siz ne iş yaparsınız Diyanet İşleri Başkanlığı?
* * *
Ben konuyla ilgili Doç. Dr. Şahin Filiz’in kitabını okudum. ("Başörtüsü Söyleminin Dinsel Temelsizliği ve İslam Felsefesi Açısından Eleştirisi"-Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları-Şubat 2008)
Şahin Filiz kitabının son sayfasında tartışmasına, herhalde yayınevinin talebi çerçevesinde, BOP’u da katıp, işi ABD ve AB’ye bağlayınca insanı çok şaşırtıyor ve bir bilim adamına yakışmayan basit bir mantık yürütüyor, ama çalışma genelde oldukça derin ve geniş kapsamlı.
Şahin Hoca, benim daha evvel okuduklarım dışında:
1) 24. Nur Suresi’nde başın örtülmesinden bahsedilmediğini, bahsedilseydi Kuran’ın genel ruhu çerçevesinde açıkça "baş" ve "saç" kelimelerinin geçeceğini iddia ediyor. Hoca da Arapça "humur" kelimesinin başörtüsü değil, örtü anlamına geldiğini söylüyor. Başörtüsü emrini vurgulamak için bazı İslam alimlerinin "ziynet" ve "avret" kelimelerini zorla "baş"a uygulayarak tahrifat yaptıklarını da iddia ediyor.
2) 33. Ahzap Suresi’nde ise dış kıyafetlerini (cilbaplarını) giyme mecburiyetinin Müslüman kadınları sokakta üstü başı açık gezen cariyelerden ayırt etmek için getirildiği görüşünde.
3) Yine Şahin Filiz’e göre en büyük günahlar arasında başı açık gezmek zinhar yok. Kelam kitaplarının birinde yer alan 12 en büyük günah arasında olmadığı gibi, bir başka yerde (ez-Zehebi’nin eseri) 76 adet sayılan en büyük günahlar arasında yine başı açık gezmek yok.
Şahin Filiz’e göre başı örtmek sadece bir örf!
* * *
Ben Şahin Filiz’in iddialarının doğru olup olmadığını değerlendiremem ama ülkede büyüyen bir dalga çerçevesinde işin doğrusunun ne olduğunu ben de çok merak ediyorum
Bu konuyu Diyanet’e sormayacağım da kime soracağım?