BENİM hükümetin emelleri konusunda hiçbir sıkıntım yok. Hele hele hükümetin gizli bir ajandası olduğu konusundaki iddialar bana komik geliyor.
Ancak, hükümetin icraatındaki ikilemler beni zaman zaman şaşırtıyor, kafamı karıştırıyor.
Hükümet bazı alanlarda bugüne kadar çok az hükümete nasip olacak kadar radikal ve istikrarlı.
Bazı alanlarda ise devamlı yalpalıyor, bir dediği bir dediğini tutmuyor, istikrarı bir türlü yakalayamıyor.
* * *
Hükümet AB sürecinde elindeki şablonu doğru uyguluyor, gereğinde şablon lehine cesur çıkışlar yapıyor.
Ayrıca, IMF’nin önüne koyduğu ekonomi alanındaki şablonu da aslına uygun ve tutarlı uyguluyor.
Ancak aynı hükümet; önceden bir başkası tarafından hazırlanmış bir şablona dayanmayan, kendiliğinden geliştirdiği atılımlarında oldukça tutarsız.
* * *
Her şeyden önce, hükümetin Cumhurbaşkanı’na gönderdiği kanunlara Köşk genellikle siyasi tavır koysa da, yeni kanunlar da teknik hatalar ile dolu.
YÖK konusunda, zina konusunda yaptığı gibi, Başbakan önce kendi grubunda esti gürledi, sonra da aniden tasarıyı çekiverdi.
Kamu Reformu Tasarısı da büyük iddialarla hazırlandı; ama karşılaştığı vetoları henüz halletmiş değil.
Başbakanlık Müsteşarı eski şevkini çoktan yitirmiş bir görüntü veriyor.
Hükümet türban konusunda, hele hele AİHM kararından sonra nerede duruyor, bir bilen yok.
Meslek okullu ve bu arada imam hatipli gençlere verilen ‘üniversiteye giriş sınavında katsayının kaldırılması’ sözü doğru olmasına rağmen, hükümet bu konuda da son anda yan çizdi.
Hukuken bir garabet olan YAŞ kararlarıyla ilgili olarak muhalefet imzaları dışında hiçbir girişim yok.
* * *
Van rezaleti ile ilgili olarak eski milletvekilinin önce yakalanıp sonra salıverilmesi, daha sonra da oğluyla yeniden aranmaya başlanması; yetmezmiş gibi haddini bilmez bir ağanın Baykal’a saldırısı karşısında sessiz kalınması, hükümetin devlet otoritesini kullanma konusunda da aciz kaldığını gösteriyor.
Hele hele göz göre göre işlenen hızlandırılmış tren cinayeti konusunda ‘bilirkişi raporunu bekleyeceğini’ söyleyen Ulaştırma Bakanı’nın şerefli bir eylem olan istifa yerine her geçen gün ortaya saçma sapan görüşler atmasının, TCDD Genel Müdürü’nün çapsızlık kadar vurdumduymazlığı da şiar edinmesinin hükümeti her kesim önünde küçük düşürdüğünü görmemek için hayata çok küçük bir açıdan bakıyor olmak lazım.
* * *
Kimse bana, hükümetin ‘tavşana kaç, tazıya tut’ oyunu oynayarak çıkışları ile tabanını; geri çekilmeleri ile de AB’yi, statükoyu, TSK’yı, liberalleri, muhalefeti vb. oyaladığını söylemesin.
Zina tartışmasıyla hükümet, kendi elleriyle hazırladığı TCK tasarısına bizzat tecavüz etmiştir.
TCK tasarısı artık hükümetin denetimi dışındadır.
Tutarsızlık politika olamaz, sadece çapsızlık olur!