YAZDIĞI kitapta intihal (aşırma) yaptığı üniversite raporuyla saptanan Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer’e akademik dünya ve muhalefet dışında AKP’den de tepki geldi.
Bazı AKP milletvekilleri, bir türlü ulaşamadıkları Dinçer’den çok rahatsız olduklarını bildirdiler.
Anlattıklarına göre, milletvekilleri önce Özel Kalem’e başvuruyorlar, Müsteşar’dan neden randevu istediklerini Özal Kalem’e anlatıyorlar, Müsteşar takdir ederse milletvekillerine randevu veriyor!
İntihal iddiasının ahlaki yönüne vurgu yapanlar arasında ise bir AKP milletvekilinden aldığım mektup bana çok anlamlı geldi.
Kendisinden izin almadığım için mektup sahibinin adını yayınlamayacağım.
Mektup şöyle:
* * *
‘Merhaba Sayın Ülsever,
Bugünkü yazınızı (‘Başbakanlık Müsteşarı İstifa Etmek Zorundadır’- 28.03.2005-C.Ü.) henüz okudum. İlkesel bir duruş sergilemeye çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, ortaya koyduğunuz tabloyla ilgili, hiç yorum yapmadan İslam tarihinden bir örnekle katkıda bulunmak istiyorum.
Şüphesiz ki; herkesin etik anlayışında farklılıklar olabilir. Ancak, evrensel ahlaki değerler takdir edersiniz ki değişmez.
Erdemliler hareketi olarak yola çıkan kadroya, İslam tarihinden bir erdem anekdotu sunuyorum.
Buhari, İslam tarihindeki hadis kitaplarından en önemlisi olan Sahih-i Buhari’nin yazarıdır. Hazreti Peygamber’in vefatından sonra, onun söylediği sözleri, yaptığı davranışları kaydetmek için çok ciddi bir çalışma başlatır. İşte bu muhteşem çalışmanın neticesinde, bugün hálá en fazla takdir gören hadis kitabını İslam dünyasına kazandırmıştır.
Bu çalışmaları sürdürürken, uzak bir köyde, peygamber efendimizden bir hadis nakledecek bir köylünün olduğunu söylerler. Bir söz dahi olsa duyabilmek ve eserine kazandırabilmek için, binbir meşakkatle köylünün yaşadığı yere ulaşır. Sorduğunda, köylünün hayvanlarıyla meşgul olduğunu söylerler.
Gider bulur. Uzaktan izlerken, köylünün atını yakalamak için bir torba uzattığını görür. Köylü, atı bu torbanın içindeki yemle yakalamak istemektedir. Nihayet atı yakalar. Buhari, köylüye yaklaşır ve torbanın içinde ne olduğunu sorar. Köylü de, ‘Torbada bir şey yok, sadece atı yakalamak için böyle yaptım’ der.
Buhari öfkelenir ve
- Ben günlerdir seni görmek için yollardayım. Peygamberimize ait bir sözü senin ağzından duyabilmek için gelmiştim. Ancak atını boş bir torbayla kandıran adamın sözüne itimat edilmez, der ve hadisi dinlemeden ayrılır.
Hayvanı dahi kandıran bir anlayışa tahammülü olmayan bir yaklaşım tarzı, bize sanırım pek çok konuda düşünmek için fırsat tanıyacaktır. Ne demeli?
Umarım, bu konuda hassasiyetleri olduğunu söyleyenlere ders olur.
İslam tarihinden bir anekdotu günümüzün bir politik olayına dayanak olarak sunmak aslında benim de hoşuma gitmedi.
Ama, kimbilir, belki de bundan ders çıkaranlar olabilir diye düşündüm.
Sağlıcakla kalın.
Selam ve saygılarımla.’
* * *
Dersin çıkması, kişi çıkaramazsa birilerinin çıkarttırması şarttır!