Başbakan’a çağrı!

DÜN kendimce bir çağrı çıkardım. Türban çatlağından sonra insanlarımız gözler önünde karpuz gibi ortadan ikiye yarılırken, acaba iki tarafa da sağduyu tavsiye etmenin bir faydası olur mu diye düşüncelere daldığım için bu iki yazıyı yazıyorum.

Dün türban karşıtı rektörlere seslenmeye çalıştım, bugün türban zaferi yaşayan Başbakan’a seslenmek istiyorum.

* * *

Sayın Başbakan;

Farkında olmak zorundasınız ki artık siz zenci değilsiniz, bizzat beyazın kendisi oldunuz.

Şimdi önünüzde iki yol var.

Ya eski beyaz-yeni zencilerin haklarına sahip çıkacak, korkularını bertaraf etmeye çalışacaksınız, ya da "Ne yapalım, şimdi ezilmek sırası onlarda!" diyeceksiniz.

Ancak, unutmayın ki siz herkesin oyunu almasanız da herkesin başbakanısınız. Demokrasiye zerre kadar inancınız varsa sizlere oy vermeyen, hatta ülkede %1’lerle temsil edilen kitlelerin bile haklarını ve hukuklarını korumak için göreve geldiğinizi unutamazsınız.

* * *

Sosyal olgularda neyin ne olduğu değil nasıl algılandığı önemlidir.

Nasıl ki, Türkiye’de bir kesim Cumhuriyet’in onları dışladığı algılaması içinde iseler ve siz onlara sahip çıkma iddiasındaysanız, ülkede çok önemli bir kesim de türbanın din devleti olma yolunda bir siyasi simge olduğuna dair ciddi ve derin tehdit algılaması içindeler. Kaldı ki, siz de ünlü "velev ki..." sözünüzle böyle bir ihtimalin olduğunu kabul ettiniz. Ayrıca hazırlattığınız YÖK Ek-17’nin metin değişikliği teklifi açık ve net bir şekilde serbest kalacak örtünme şekli olarak başörtüsünü tarif ediyor ve türbanı dışlıyor.

* * *

Türbanı siyasi sembol olarak görenlere ve tehdit algılaması içine girenlere AİHM de hak verdi ve türbanın yasaklanmasını AİHS’ye aykırı bulmadı.

Lütfen, bu insanların hepsini aynı kaba koyarak "laikçilik" ile damgalayıp dışlamayınız. Evet, nasıl türbanlılar arasında var, bunların arasında da cazgırlar var, "Bu işte benim çıkarım ne!", diye hesap tutanlar var.

Ama büyük rakamlarla ifade edilen o kitlenin büyük çoğunluğu samimi olarak Türkiye’deki gelişmelerden kaygı duyuyorlar. Ben de türban düzenlemesine hazırlıksız girdiğinizi ve her geçen gün denetimin elden kaçtığını düşünüyorum.

İmam-cemaat ilişkisi içinde bir gün sizin de kontrolü yitirme ihtimaliniz olduğu korkusu içindeyim.

Muhafazakár yaşam tarzını bazı insanlar seçebilir ama bu yaşam tarzını başkalarına dayatamazlar!

İvedilikle özel bir TV programında doğrudan hitap ederek; dayatma yapılacağına dair korkuya kapılmış insanlarımıza açık cümlelerle sahip çıkınız, onların bu algılamalarına katılmasanız da saygı duyduğunuzu beyan ediniz.

Topluma vereceğiniz güvenceleri anayasal koruma altına almak için gereken tedbirleri de açıkça sıralayınız.

* * *

Unutmayınız:

"Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlak yozlaşma getirir!"

Tarihte hangi padişah, hangi kral, hangi cumhurbaşkanı, hangi başbakan yukarıdaki sözü göz ardı etmiştir, hepsi tepetaklak gitmişlerdir.

İnsanın en zayıf anı en güçlü olduğunu zannettiği andır!

Karşılıklı el uzatılacaksa kazananın önce el uzatması ádettendir!

Lütfen, tehdit algılaması içinde yaşayanları rahatlatınız!
Yazarın Tüm Yazıları