Amerikan seçimleri (III)

YAPILMASI gereken ilk iş, Sezar’ın hakkını Sezar’a vermektir. Beyaz çoğunluk her türlü önyargıyı aştı, hatta tarihi değiştirdi ve siyah azınlığa mensup Barack Obama’yı ABD Başkanı seçerek dünya demokrasisine kocaman bir eşik atlattı.

Bu kararıyla hepimize ders veren ABD halkını candan kutlarım!

Ayrıca, tüm eksiklerine rağmen yapılan yanlışı düzeltme imkánı sağlayan tek rejim olan demokrasinin yüceliğine şapka çıkarmak isterim.

* * *

İki gündür Obama’nın başkan seçileceği varsayımıyla yazdığım yazılarda seçimin kendisi ne kadar radikal bir karar olsa da, bizzat bu radikal kararın hem ABD’de, hem dünyada Obama’dan beklentileri yükselterek önüne en büyük engel olarak dikileceğini belirttim. Dünyada kendini zenci hisseden herkesin Obama’dan adeta mucize seviyesinde beklediği radikal değişimlerin karşılanamaması durumunda Obama’nın dünyada yarattığı heyecanın kısa sürede sukut-u hayale dönüşmesinden korkarım.

Seçimlerin ABD’de sadece garsonu değiştirdiğini, mutfağın ise seçimlerle değişmediğini unutmak Obama’ya yapılacak bir haksızlıktır.

* * *

Şahsi beklentim, siyah olduğu için değil, Demokrat olduğu için Barack Obama’nın Bush döneminin benmerkezli tek kutuplu dünya dayatmasını terk edip, gerçekçi davranarak, ABD’nin başı çektiği çok kutuplu dünya politikalarına eğilmesidir.

Obama döneminde ABD, Rusya gerçeğini daha rahat hazmedebilecek, Çin ile göreceli olarak daha eşit ilişkiye girebilecek, AB, BM, NATO’ya daha fazla danışacak ve paylaşacak politikalar izleyebilir. Clinton gibi dünyada kendini ezik hissedenleri anlayan bir görüntü verebilir. Müslümanların ezici çoğunluğunu oluşturan barışsever Müslümanları teröristlerden ayırt edebilir.

Özetle söylemek gerekirse, Bush döneminin yarattığı ABD’nin dayatıcı emperyal devlet görünümünü kerim emperyal devlet görünümüne çevirebilir.

Ama kimse Obama’dan ABD’yi emperyal devlet olmaktan vazgeçirmesini beklemesin.

* * *

Türkiye-ABD ilişkilerine gelince:

ABD’de demokratların, Rum ve Ermeni lobilerine daha yakın durmaları nedeniyle Obama döneminde ilişkilerin daha da soğumasından korkanlar var. Ben bu korkuyu yenmenin tek yolu olduğunu düşünüyorum.

Ortadoğu, İran, Pakistan, Afganistan meselelerinde somut politikaları olmayan Obama ve ekibine Türkiye, Kafkasya’yı da dahil ederek bu bölgelerde neler yapılabileceğini, ortak çalışma alanlarını ve Türkiye’nin önemini pro-aktif politikalarla anlatabilir.

ABD, yeni dönemde, örneğin Irak’tan çekilmek istiyorsa, Türkiye’ye ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu muhakkak tekrar tekrar anlayacaktır.

ABD’nin ülke menfaatleri açısından; Türkiye ile iyi geçinmenin Rum ve Ermeni lobilerini hoşnut etmekten çok daha önemli olduğu açıkça anlaşılacaktır.

Yeni başkan, bir ara çözümle, Türkiye’yi kırmadan bu lobilerin ateşini düşürebilir.

Ancak, ısrarla söylüyorum ki, yeni yönetimin Türkiye’yi anlamasını beklemek yerine Türkiye güçlü lobi faaliyetleriyle, Obama 20 Ocak’ta yönetimi devralmadan önce, kendini yeni yönetime anlatmaya başlamalıdır.

* * *

ABD halkı, her zaman yaptığı gibi, sadece kendisine değil, dünyaya da yeni bir lider seçti.

Bush dönemi, ABD’yi tüm dünyada yıpratan ve üstelik ABD’nin eline hemen hiçbir şeyin geçmediği bir dönem oldu.

Dilerim bu dönem, ABD’nin kerim emperyal devlet dönemi olur!
Yazarın Tüm Yazıları