BAZILARI Başbakan’a yağdanlık yapmak uğruna:(Kadeh kaldırma teklifi ile ilgili olarak) "Bu teklife sütununda yer veren Ertuğrul Özkök’e, bir zamanlar Tayyip Erdoğan ’Kafanızı niçin içkiye taktınız?’ diye de sormuştu.
Yanlış hatırlıyorsam ve sormamışsa dahi, mutlaka aklından geçirmiştir" (Sabah-01.09.08) diye yazabilerek artık akıl ve izana hiç iltifat etmediklerini gösterecek hale geldiler.
Yazar tek bir cümle içinde önce kesin hüküm veriyor ("sormuştu"), ardından kesin hükmünden çark ediyor ("yanlış hatırlıyorsam ve sormamışsa"), sonra da akıl okuma becerisi olduğunu ("mutlaka aklından geçirmiştir") iddia ediyor.
Bazıları ise daha makul. Onlar AKP’nin demokrat bir parti olmayabileceğini kabul ediyorlar ama AKP’ye AB uğruna mücadele verdiği için destek olduklarını söylüyorlar.
* * *
AKP’nin AB mücadelesinde ne kadar samimi olduğunu mercek altına yatırmak doğru bir yaklaşım. Zira ben de AKP’nin demokrat olmadığını düşünüyorum ama ben demokrat olmayan bir partinin demokrasi/özgürlük umdeleri üzerine inşa edilmiş "AB projesi"ne samimi olarak tümü ile sahip çıkamayacağını iddia ediyorum. AB’den müzakere tarihi aldıktan sonra AKP’nin, 2005 yılından beri, AB konusunda ipe un serdiğini söylüyorum.
AKP, kapatma davası açıldıktan sonra, kısa bir süre AB’ye yeniden sarıldı ama bu badireyi aştıktan sonra yine savsaklamaya başladı.
Erdal Sağlam da (Hürriyet-01.09.08) aynı görüşü destekliyor ve şöyle yazıyor:
"Örneğin Başbakan ve bazı bakanların ’yetiştirilmesi imkánsız’ diyerek itiraz ettikleri düzenlemelerin başında memurlara sendika hakkı verilmesine ilişkin ’4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ bulunuyor ki, Babacan’ın sunduğu listede bunun Sosyal Politika ve İstihdam faslı açılış kriteri olduğu da belirtiliyor."
AKP’nin bir sürü konuda bazı AB kriterleri işine gelmediği için ipe un serdiğini düşünen insanların sayısı az değil.
* * *
Bense kafayı "Alevi meselesi"ne taktım. AB kriterleri arasında yer alan din ve vicdan özgürlüğü konusunda bas bas bağıran AKP, Alevilere göstermelik öpücükler yolluyor ama alttan gelen Sünni Milli Görüş baskısı ile Alevilerin hiçbir hakkını teslim etmeye yanaşmıyor.
İki somut konuyu ele alalım:
AİHM zorunlu din dersinin genel anlamda din kültürü ve ahlak dersi olmadığına, doğrudan Sünni inancı empoze ettiğine karar verdi. Bu karara göre bu dersin müfredatının değişmesi lazım.
Ancak Aleviler "Farklı düşünmemize rağmen, din dersi zorunlu olduğu için biz Alevilere dayatılacak ve zorla bize empoze edilecektir" (Milliyet-01.09.08) diye iddia ediyorlar.
Yeni ders yılı başlıyor, müfredat ile ilgili herhangi bir çalışma yok.
"Aleviler, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olmak istemektedirler. Camiye, kiliseye, havraya yasal statü hakkı veriliyor. Söz konusu cemevi olunca 20 milyon Alevi yok görülerek ’cemevi ibadet yeri değildir’ deniliyor." (ibid.)
Alevilerin nüfusunun ne kadar olduğunu bilemem ama AKP iktidarı ısrarla Alevileri yok sayıyor.
Erdoğan’ın, Gül’ün arada bir yaptıkları şovlar ise tamamen göstermelik.
Ben Alevi meselesini turnusol káğıdı yaptım. İddiam odur ki 2. iktidar döneminde de Aleviler ile ilgili olarak AKP kılını kıpırdatmayacaktır.
Eski-liberal-yeni AKP’li arkadaşlar bu konuda benimle gazozuna iddiaya girerler mi?