AKP’nin kapatılma davası: Batı kaynaklı iki görüş ve Anayasa
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ZEYNEP Gürcanlı’nın bildirdiğine göre, Washington’da yapılan Türk-Amerikan Konseyi toplantısında konuşan Avrupa Parlamentosu üyesi ve Türkiye-AP Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Ankara’yı uyarmış:
"AKP hakkında kapatma kararı verilirse, bunun sonucu Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması olabilir." (hurriyet.com.tr-16.04.08)
AKP hükümetinin "iki stratejik hata yaptığını" kaydeden Lagendijk, ikinci stratejik hatanın "üniversitelerde türbanı serbest bırakacak Anayasa değişikliği" olduğunu da kaydetmiş.
Lagendijk, "Bu değişikliğin içeriği değil, ancak kapsamı ve zamanlaması yanlıştı. AKP sadece türban için Anayasa değişikliği yapmak yerine, bunu kapsamlı bir Anayasa değişikliği ve reform paketinin içine yerleştirebilirdi" demiş.
Lagendijk, sadece türban konusunda Anayasa değişikliğine gidilmesiyle Türkiye’de bazı kesimlerde, "AKP, Avrupa yolu yerine İran yolunu seçti endişesi ortaya çıktı" da demiş. Avrupalı parlamenter, "AKP hükümeti, 22 Temmuz seçimlerindeki parlak zaferi nedeniyle kendisine olması gerekenden fazla güvenmeye başlamıştı" diye konuşmuş.
* * *
Yine Zeynep Gürcanlı’nın bildirdiğine göre, aynı Türk-Amerikan Konseyi toplantısında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a da konuşmasının sonunda, AKP’ye karşı açılan kapatma davası konusunda Washington’un bakışı sorulmuş. Davayı yakından izlediklerini kaydeden Rice, "Bu konudaki kararı Türkler verecek. Ancak kararın demokratik ve laik prensipler çerçevesinde verileceğini umuyoruz. Bu karar, bu şekilde verilmeli" demiş.
Hem AB, hem de ABD adına ifade edilen görüşler 2 temel noktada birleşiyorlar:
1) AKP’nin kapatılma davası mercek altına alınmış durumda. Batı demokrasisi, iktidardaki bir partinin, hele hele şiddete hiç başvurmamış bir partinin kapatılmasını yadırgıyor.
2) Ancak, her iki görüş de "laikliğe" vurgu yapmadan edemiyor. Biri (ABD) demokrasi ve laikliği ayrılamaz 2 temel prensip olarak davanın özüne yerleştiriyor. Diğeri (AB), örnekler vererek Türkiye’deki AKP hakkında "endişelere" hak veren bir eda sergiliyor.
* * *
Dostum Memduh Bayraktar uyardı. Anayasa’nın Başlangıç Bölümü’nün5. paragrafının son bölümünde aynen şöyle yazıyor:
"Hiçbir düşünce ve mülahazanın (...) laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı..."
1) Söyledim, Rice kapatma davasında "laiklik" ilkesinin de gözetilmesini talep ediyor.
2) Lagendijk daha da ileri giderek ikinci stratejik hatanın "üniversitelerde türbanı serbest bırakacak Anayasa değişikliği" olduğunu kaydediyor. Türbanın siyasi simge olarak kullanılma ihtimalinin olduğunu Başbakan ("velev ki") da kabul etmişti. Lagendijk buradan hareketle Türkiye’de bazı kesimlerde, "AKP, Avrupa yolu yerine İran yolunu seçti" endişesinin ortaya çıktığına da vurgu yapıyor. Hatırlatalım, AİHM’nin türbanın yasaklanmasını AİHS’ye aykırı bulmayan kararında (Leyla Şahin davası) "tehdit algılamasının" (endişelerin)özgürlüklere engel olabileceği vurgulanmaktaydı.
* * *
Memduh Bayraktar’ın uyarılarını dinlerken aklıma yukarıda alıntı yaptığım görüşler düştü. Tekrar toparlarsak, Batı’dan gelen iki görüşün ortak noktaları:
"Parti kapatılmasın ama laiklikle ilgili hassasiyet de korunsun" diye özetlenebilir.
Görüşmeden sonra Bayraktar beni düşündürdü:
Acaba AKP kapatılmaz ama bazı yöneticileri siyaseten yasaklanırsa ne olur?