Paylaş
Devrim Sevimay’ın Sönmez Köksal ile yaptığı özlü söyleşide (Milliyet-21.12.09) ifade edilen bazı görüşler benim ne demek istediğimi benden çok daha iyi anlatıyor:
1) Açılım sürecinde gizli temas olur.
2) Hükümet “açılım” sürecine hazırlıksız girmiştir.
Bugün bu söyleşiden bazı alıntılar yapacağım. Söyleşi şu cümlelerle başlıyor:
“* Belki biraz amiyane olacak, ama deniliyor ki, bu Kürt meselesini çözmek için mangal gibi yürek gerek...
- Doğru.
* * *
* Sizce Ak Parti yeteri kadar cesur mu?
- Meseleyi tanımak, görmek, tartışılabilir hale getirmek hakikaten başlı başına bir cesaret. Bu açıdan Başbakan’ın tutumu bence gayet cesurca, fakat böyle bir projede sadece cesaret yetmez, devlet adamlığıyla siyasetçi dengesinin de iyi kurulması lazım. Devlet adamlığı veçhesinin bu konuda ortaya çıkması son derece önemli, çünkü gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını etkileyecek büyük bir olayla karşı karşıyayız.
* * *
* Devlet adamlığı azsa o cesaret de hemen kırılabilir mi?
- Tabii, olaylar karşısında hemen siyasetçi kisvesine bürünülürse o cesaret de zaten ortadan kalkar.
* * *
* ...Zamanında Tony Blair’in IRA için ‘Şiddete son verecekse şeytanla bile masaya otururum’ dediği gibi bir çıkış yapabilir mi?
- İlla bu söylenmeyebilir...
* Ama görüşülür, öyle mi?
- Bence çözüm aranıyorsa herkesle görüşülür. Bu olayın çözümünü istiyorsak, hiçbir engel yoktur, herkesle görüşülebilir. Ancak her şey açık yapılmayabilir. Gizli birtakım temaslarla görüşülebilir. Tıkanır, tekrar aşılması için gayret gösterilir vs. Çünkü bu böyle düğmeye basılarak çözüme ulaşacak bir konu değil. Çok girift bir mesele ve bunun için güçlü bir siyasi irade lazım.
* * *
* ...Bir müzakere süreci götürülüyordu, görüşmeler kasım ayının son haftaları itibarıyla tıkandı, Öcalan kendi geleceğinden emin olamadı ve hat kesildi. Devletin nasıl çalıştığını çok iyi bilen biri olarak bu dalgalanmalar sizde de bu tip bir düşünce uyandırıyor mu?
- Muhtemeldir, çünkü bir yalpalama oldu tabii...
* Sizin beş aydır gördüğünüz en büyük hata nedir?
- Gördüğüm en büyük hata bu sürecin yaşayarak, tecrübeyle öğreniliyor olması. Ne yazık ki Türkiye’nin geleneği bu. Bizim hiçbir zaman teknik bir devlet olarak atılacak adımın bütün ayrıntılarını önceden hesaplayıp masa başında bir projeye dönüştürme geleneğimiz yok. Bu açılımda da bu şekilde bir hazırlık olmadığı ortaya çıktı. Hazırlıksız olunca da tepkisel tutumlar gösterildi. Oysa baştan stratejiyi tespit etmeyince onu sonradan taktikle düzeltmek mümkün değildir.”
* * *
Türkiye aklıselim ile çözmeye yeltenmesi gereken meseleleri genellikle duygusal bazda ve maalesef yumurta kapıya gelince çözmeye kalkıyor. Bu sefer de çözülmek istenen meseleler daha vahim hale geliyor.
Hükümet Köksal Sönmez gibi insanların tecrübelerine başvursa daha doğru bir yöntem benimsemiş olmaz mı?
Aylardır Beşir Atalay’a emanetiz ve kafalar beter karışık!
Paylaş