ZİNA saplantısı etrafında yapılan tartışmalar bana; kanunlarımızı ne kadar uydursak da, AB'den zihnen ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
Sadece, 21. yüzyılda suç ile günahı hálábirbirinekarıştıran AKP iktidarını kastetmiyorum; zinayı suç saymaya kalkan zihniyet karşısında ‘bu kafa ile bizi katiyen AB'ye almazlar’ diye feryat eden zihniyet de AB ruhundan aynı şekilde uzak.
Zira, o zihniyet de doğru ve yanlışın‘zihinsel analiz’ ile bulunacağını varsaymıyor, doğru ve yanlışın başkaları tarafından hazırlanmış kurallar manzumesinde (Örn. Kopenhag Kriterleri) olduğunu zannediyor.
* * *
Kendi kendisine ‘doğru-yanlış’ hesabı yapamayan akıl, ‘bana Verheugen söylemedi ki!’, ‘Allah'ın kelamının önüne mi geçelim’ veya ‘zina Kopenhag Kriterleri'nde yok’ sözlerinin ifade ettiği üzere ancak referans ile ‘doğru-yanlış’ arayışına girişiyorsa, ‘çağdaş medeniyet’e ne kadar uzak olduğunu bizzat kendi ağzıyla ilan ediyor demektir.
Ancak, karşıt görüş de zinanın AB ülkelerinde suç olmadığını ilan ederek görüş oluştururken, o da ilkokulda edindiği referans sistematiğini, akıl üretmeye tercih ediyor.
‘Cici çocuk Ahmet hiç üstünü kirletmez, sen de cici çocuk ol, üstünü kirletme!’ mealli referans şablonu akla ‘pisliğin zararlarını’ yerleştirmek yerine doğruyu işaret eden bir ezber yerleştirir.
Bu ezber de ancak ‘Avrupalı şöyle yapıyor, sen de öyle yap!’ şablonunu üretebilir.
* * *
Bir başka tartışmaya girelim:
AB ülkelerinin yazılı olmayan diskuruna göre ‘komşu ülkelerle iyi geçinmek esastır’.
Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkileri kurmamızı teklif eden AB yetkilisi karşısında ‘prensip doğru ama şu şu konularda aramızda hálá anlaşmazlıklar var’ diyerek tepki vermek yerine; referans şablonu ile hareket eden zihniyet, ağız birliğiyle ‘Ama Ermenistan şartı Kopenhag Kriterleri'nde yok’ diye cevap yetiştiriyorsa, 21. yüzyılda AB'nin temsil ettiği çağdaş medeniyete ait olmadığımızı bir kez daha yedi düvele ilan ediyoruz.
* * *
Bireysel özgürlükleri sadece işine geldiği kadarıyla ezber etmiş, AB projesinin ortak akıl üretmek olduğunu kavrayamamış, dolayısıyla üyelerin ortak iradeyi kendi iradeleri üzerine çıkarmış ülkeler olduğunu anlayamamış, ahlak anlayışının sübjektif olduğunu ve müeyyidesinin sadece ilahi (günah) olduğunu hazmedememiş, başkalarının farklı ahlak anlayışları olabileceğini zerre kadar benimsememiş, ‘doğrunun Kuran'da mı, yoksa Batı'da mı olduğu itişmeleri’ içinde doğrunun Kuran'ı da, Batı'yı da özümseyecek ortak akılda olduğunu hálá akıl edememiş, beynini ezberden başka hiçbir eylemde kullanmayan toplum AB üyesi olsa ne yazar, olmasa ne yazar.
* * *
Avrupalı olmadığımızı dünyaya her fırsatta kendimiz ilan ediyoruz.
AB bizi arasına alırsa siyasi hesabı gereği alacak, almazsa yine siyasi hesabı gereği almayacak.