ALLAH zinayı suç olarak TCK’ya kakalamaya kalkanlardan bin kere razı olsun!
Bize çok şey hatırlattılar:
1) Topyekûn biz Avrupalı değilmişiz!
2) AKP bir parti değil, bir koalisyonmuş.
3) AB’nin iradesi AKP’nin iradesinden üstünmüş.
4) AKP’nin gerek statüko, gerekse AB ile sürtüştüğü noktalarda direnci mezara kadar değil pazara kadarmış. (Siz ‘perşembe’ de diyebilirsiniz.)
Ancak, AKP zayıf noktalarını bir türlü öğrenmek istemiyor. YÖK, imam hatipler, TCDD Genel Müdürü’nün istifası vb. hep önce bir baş kaldırma, sonra boyun eğme ile sonuçlandı.
* * *
Şu ön kabulü de hazmetmemiz lazım:
Biz, diğer konularda tamamen hazır olsak dahi, zihnen AB’ye hazır değiliz!
Zina tartışması bu gerçeği yedi düvele ilan etti.
Artık, AB açısından AKP’ye bakış açısının geri planında bu şüphe hep yerleşik kalacak.
‘Ya son anda bir pürüz çıkarırlarsa!’
Bütün bunlara rağmen yine de yolumuza devam edeceğiz.
AB bize İslamcı dirence karşı panzehir oluşturmak için siyaseten muhtaç, biz de AB’ye 21. yüzyılda kendimize bir yer bulabilmek için muhtacız.
Bundan dolayı zihnen, ruhen, hatta bedenen hazır olmasak dahi, şekil şartı açısından hazır olduğumuz sürece AB’de siyaseten bizi isteyenler ağır basacaklar.
* * *
Veri şartlar altında AKP ne yapmalı?
1) İvedilikle, Bakanlar Kurulu’nda revizyon yapılmalı. Bakanlar Kurulu’nda yaşanacak sürece ayak uyduramayacakları şimdiden belli bakanlar var.
2) Mutlaka bir AB Bakanlığı ihdas edilmeli. Benim gönlümde yatan aday Mehmet Aydın.
3) AB ile müzakerleri götürecek geniş yetkili bir Müzakere Heyeti oluşturulmalı. Bu heyet mutlaka iktidar ve muhalefet milletvekillerinin ortak heyeti olmalıdır.
4) Müzakere Heyeti çeşitli konularda danışma komisyonları oluşturmalıdır. Komisyonlar geniş katılımlı ve sivil toplum örgütleri ağırlıklı olmalıdır.
5) Yıllarca sürecek müzakereler için toplumun tüm katmanlarını içleyecek bir modeli hükümet geliştirmek zorundadır.
6) Tanımadığım için haklarını yediklerimden özür dilerim. Tanıdığım AKP milletvekilleri arasında Turhan Çömez, Reha Denemeç, Nimet Çubukçu, Şaban Dişli, Egemen Bağış vb. mutlaka ya Bakanlar Kurulu’nda, ya da Müzakere Heyeti’nde aktif görev almalıdırlar.
* * *
Ülke hepimizin. AB’ye ya hep birlikte gireceğiz, ya hep birlikte dışarıda kalacağız.
Üstelik, vatandaşların en fazla fikir birliğine sahip olduğu konu: AB üyeliğine olumlu bakış.
Hükümet, kendisinin tek başına yönettiği değil, tüm katmanları aktif göreve çağıran bir eylemin genel koordinatörü olacağı bir model geliştirmelidir.
Ben sayın AKP milletvekillerinden Kızılcahamam’da en fazla bu konuya akıl yormalarını rica ediyorum.