2006 çok sıcak geçecek!

YAZIMI yazdığım odadan dışarıya baktığım zaman, lapa lapa yağan kar ve puslu bir havanın ardına gizlenmiş tek renk "beyaz"ı görüyorum. Sokağımızı iki saatte devralan kar; değil dışarı çıkmak, burnumuzu dışarı uzatmamızı dahi imkánsız hale getirmiş vaziyette.

Böyle bir günde şu cümle insana adeta bir hezeyan gibi gözüküyor:

2006 yılı çok ama çok sıcak geçecek!

* * *

Nicedir bu cümleyi dilime pelesenk ettim. Ancak, bazen "Acaba yanılıyor muyum?" diye kendi kendime düşünmeden de edemiyorum.

Allah’tan imdadıma geçen cuma günü katıldığım bir öğle yemeği yetişti. Çok uzun süren bir yemekli toplantı çerçevesinde görüşlerimde yalnız olmadığımı sevinçle gördüm.

Yemekli toplantıda konunun gerçek uzmanları; Başbakanlık Dış İlişkiler Başmüşaviri Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Irak Koordinatörü Büyükelçi Oğuz Çelikkol ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Türkiye’yi çevreleyen ve 21. yüzyılı tarif edeceğine inandığım koşullar hakkında derin ve detaylı bilgiler verdiler.

Birkaç ay önce eski Irak Koordinatörü Osman Korutürk’ün verdiği yemekte de aynı lezzeti almıştım. Her görüşleriyle hemfikir olmasam dahi, Dışişleri yetkililerinin ve Başmüşavir’in Irak ve Ortadoğu meselelerine hákimiyetleri beni çok etkiledi.

* * *

Bu hafta bu toplantı çerçevesinde dağarcığıma kattıklarımı, kendi genel görüşlerimle mecz ederek bir yazı dizisi kıvamında yayınlayacağım.

Baştan belirteyim, bu köşede ifade edilecek görüşler sadece şahsımı bağlar, yazacaklarım tabii ki yemekli toplantıda tartışılanlardan etkilenmiştir ama katiyen bir aktarım değildir.

Şahsi görüşlerimdir!

* * *

İnancım odur ki:

2006 yılında başta Irak ve İran olmak üzere Ortadoğu’da kıyamet kopacak, bu gelişme ister istemez Türkiye’yi içine çekecek ve ülkenin iç politikasını doğrudan etkileyecektir.

Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında Türkiye’nin vereceği tepkiler, ülkenin dış dünyada duruşunu da tabii ki etkileyecek; ama içeriyi beter karıştıracak!


* * *

Gözüken odur ki 2006 yılında:

1) Irak’ta hükümet kurulması, olası anayasal değişiklikler, federal yapının hazmı ve önemle ABD’nin bölgeden asker çekmeye başlaması,

2) BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararlar; ama ivedilikle ABD’nin Iran üzerinde yaptırımlarını çok daha fazla basınç yaratır hale getirmeye çabalaması,

3) Öte yanda, İran’ın ABD’nin Irak’ta çamura saplandığı varsayımıyla bölgede nüfuz alanını genişletme çabalarını artırması, bölgeyi şimdikinden daha da fazla ısıtacak.

4) Turnusol káğıdı olarak da Hamas’ın "Filistin politikaları"nda takınacağı tutum, gerilimi tetikleme veya gevşetme konusunda başat rol oynayacak.

Unutulmasın ki; bu arada:

1) Türkiye erken veya normal seçimin etki alanı altına girecek.

2) Cumhurbaşkanlığı seçimi ülkeyi gelecek eylülden sonra tam anlamıyla gerecek.

3) Ağustos ayında Genelkurmay Başkanı’nın değişmesi, ülkedeki dengeleri poker oyununda arada bir yapıldığı gibi yeniden karacak.

* * *

"İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ne yapmak istiyor?"

Bu soruyu yarın irdeleyeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları