17’ye 48 kala!

17 Aralık 2004 Cuma gününe takriben 48 saat kaldı. İki gün sonra dananın kuyruğu kopacak. 1 Aralık’tan beri ‘AB meselesi’ yepyeni bir döneme girdi:

‘Ne koparırsak kárdır!’

Artık önümüzde bir tek mania var:

Sinir sistemimiz!

AB ülkeleri
artık biliyorlar ki, müzakereleri başlatmak üzere bize tarih vermekten öte bir şansları yok.

Dünya tarihinin girmekte olduğu yeni dönem, bu ön kabulü hepsine dayatıyor.

O halde, onlar açısından şimdi yapılacak tek bir iş var:

Sıkı pazarlık yapmak!

Bizimle var güçleriyle pazarlık yapıyorlar; ama evvel emirde bizim üzerimizden:

a) kendi iç politikalarına dönük,

b) üye ülkeler kendi aralarında ve

c) emperyal dev ABD ile pazarlık yapıyorlar.

Hem de kaş göz yarmacasına!

* * *

Uzun uğraşlardan sonra, herkes tarafından kabul edilmek zorunda kalındı ki:

1) 11/9 sonrası dünyada yeni başlayan dönemde Batı’nın yeni hasmı İslamcı terördür ve 21. yüzyılı şekillendiren bilişimci paradigmanın ışığında terör ile baş etmek dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi tek başlarına harçları değildir. En son Barcelona’da yaşananlar, dünya terör haritasının pekálá Avrupa’yı da kapsadığını, ‘meselenin’ sadece ABD’nin ‘meselesi’ olmadığını yedi düvele göstermiştir.

İslami dünyanın en çağdaş -Doğu’nun en Batılısı- ülkesi Türkiye’yi böyle bir dönemde yeni çağın yeniden şekillenme projesinden dışlamak, Batı’da kimsenin göze alabileceği bir vebal değildir.

Türkiye’yi dahi hazmedemeyen Avrupa, İslam’ı topyekûn karşısına almaktan kurtulamaz!

2) Özü itibarıyla AB’nin ruhunu oluşturan; ama uygulamada AB’nin şekil şartı haline dönüşen Kopenhag Kriterleri’ne uyum yasaları kimsenin inkár edemeyeceği bir şekilde Türkiye tarafından çok büyük çapta çıkarılmış, şartlar yerine getirilmiştir.

* * *

Şu anda Avrupa; tarihin yeni bir döneme gireceği köşe başında duruyor.

Avrupa’nın tarihi, Türkiye ile aynı potada erimeyi büyük çapta reddediyor.

Ancak, aynı tarihin yeni yüzü aynı potada erimeyi emrediyor!

* * *

İşte bu ikilem Avrupa’yı kasıp kavuruyor.

Avrupa şimdi dünyaya şaşı adamın gözleri ile bakıyor. Bir gözü ‘kalk gidelim!’ diyor, diğer gözü ‘halt etme, otur oturduğun yerde!’ diyerek direniyor.

* * *

Bu ikilemin ortasında AB ülkeleri her gün yeni bir taleple çıkıyor ortaya.

Politikası en belirgin olan ülke ise Türkiye!

Türkiye söyleyeceğini söyledi; şimdi Avrupalının çok iyi bildiği bir silah olan ‘pazarlık yapma maharetinin’ hedefi olan ‘karşı tarafın sinirlerini bozma’ taktiğine mağlup olmadan önümüzdeki 48 saati atlatmak zorunda.
Yazarın Tüm Yazıları