15 Ağustos’tan evvel son uyarı

2002’den beri iktidarda olan AKP’nin “Kürt meselesi”nde 7 yıldır ev ödevi yapmadığı aşikâr. AKP “Kürt meselesi” ile ilgili çalışmalarına ancak yumurta kapıya geldikten sonra başlayabildi. Şu ana dek attığı tek önemli adım ise konunun gerçek muhatabı, Kürt ağırlıklı nüfusun TBMM’de seçilmiş temsilcisi DTP ile Başbakan’ın 1 saat görüşmesi oldu.

* * *

Bugün 9 Ağustos Pazar. Apo 15 Ağustos Cumartesi günü kendi “Yol Haritası”nı açıklayacağını çok önceden ilan etti. Bu amaçla da avukatları uzun süredir aydınlarla istişare yapıyor. Şimdilik, Yol Haritası’nda nelerin olacağını bilmiyoruz, sadece tahminlerimiz var. Benim bu köşede günlerdir tutturduğum mesele ise şudur:

Eğer, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 15 Ağustos’tan evvel kendi çözüm önerilerini tartışmaya açmazsa, toplum ister istemez, Apo’nun Yol Haritası’nı tartışmaya başlayacak, gündemi Apo ele geçirecektir!

Hükümet, ortaya Apo’dan önce somut bir program taslağı koyamazsa; medyada, evlerde, sohbet toplantılarında, kahvelerde, cami cemaatinde, meyhane köşelerinde vb. bu Yol Haritası hararetle tartışılacaktır.

Nereden mi biliyorum, her yerde şimdiden harıl harıl tahminler yapılıyor da ondan!

* * *

Hükümet Apo’nun Yol Haritası’nı muhatap almayacakmış. Varsın almasın!�

Merak/tepki/heves/beklenti/hınç gibi güçlü duygular, her halükârda toplumu peşine takacak ve tartışma alevlenecektir.

Bunun önüne geçmek mümkün değildir.

Şimdi önümüzdeki 6 günde Hükümet’in ortaya düşünülmüş/taşınılmış bir program taslağı koymasını beklemek durumundayız. Zaman kısalıyor.

Sadece, bir örnek ele alalım. Af konusunda Hükümet 6 gün içinde neler yapabilir!

Bence, Hükümet DTP’den aracılık istese ve Apo’nun Yol Haritası’nı erteletse kendi açısından doğru bir iş yapmış olur. Zira zaman kazanacaktır!

CHP’nin AKP’yi DTP ile görüştüğü için suçlaması çok yanlıştır ama Deniz Baykal’ın Recep Tayyip Erdoğan’dan çözüm önerileri beklemesi doğrudur. Yürütmenin başı çözüm önerileri üretecek ve bunların siyasi sorumluluğunu yüklenecek ki, bir Hükümet’imiz olduğunu hissedelim. Muhalefetten tepki vermesini talep edebilelim.

* * *

Benim korkum ve o korkuya dayanan endişem odur ki, eğer Hükümet ortaya 15 Ağustos’a dek ciddi bir program taslağı koymazsa Recep Tayyip Erdoğan, tıpkı 2005’te olduğu gibi, kısa süre sonra gündemi Apo’ya kaptırdığı endişesine kapılacak ve “Kürt açılımı” açılmadan bilmem kaçıncı kez rafa kaldırılacaktır. Hatırlayın, 2005’te de Erdoğan “aydınlar”la görüşmüş, ardından “demokratik cumhuriyet” tezini ortaya atmış, tezin esas sahibinin federasyon talebini bu kez değişik bir lafız ile ifade eden Apo olduğu ortaya çıkınca “Kürt meselesi” yine uyutulmuştu.

* * *

Bu yazı sadece dostane bir uyarıdır! Hükümet artık sadede gelmelidir!

Zaman bu hafta bitiyor.

Not: Her yıl olduğu gibi bu yıl da yıllık iznimi ağustos ayında kullanıyorum. 25 Ağustos Salı günü görüşmek üzere.